2. böyle başlıkları genel olarak çok seviyorum iyi ki açılmış dediğim bir başlık oldu. ben de bazı maddelerle hem size hem de kendime not düşmek istiyorum :
1- hayat geçip gidiyor, doğru an diye bir şey yok konu eğlencemiz ve mental sağlığımız olunca. bu etkinliğe gitmek yerine kendime şunu alırım bunu alırım kafa yapısını bıraktığım bir yıl oldu. o kıyafet belki 1 yıl sonra moda olmayacak, ama gittiğim etkinlik anılarımda hep benimle kalacak ilerde çocuklarıma torunlarıma anlatacağım. ve belki kötü bir anımda benim yerden kalkmama destek olacak. kendi eğlencemize önem vermemiz de iyileşme sürecimizin bir parçası aslında. çünkü günlük hayatın stresinden çok yoruluyoruz ve bazen eğlenmeyi kendimize hak görmüyoruz. sizi ne eğlendiriyorsa onu yapın, gerçekten. ben bu yıl konserlerde ve clublarda düzenli olarak eğlenerek bir açılış yaptım gibi oldu, 25 yaşındayım bu yaşıma kadar geceleri dışarı çıkıp da gezmemişimdir yani. önce hayatı tanımak lazım ki ne istediğimizi bilelim. gördüm, eğlendim artık farklı şeylere yöneleceğim. seramik olur yoga olur dans olur, bilmiyorum. hiçbir şey benden önemli değil.
2- doğru kişi diye biri varsa, hala karşıma çıkmadı muhtemelen. belki sizin de çıkmamış olabilir. eskiden böyle şeyleri çok kafaya takardım ve yanlış insanları kafamdaki doğru kalıbına sokmaya çalışırdım. sanırım bu yüzden hep incindim. arkadaşlarımın ilişkilerine baktığımda gerçekten onlar için doğru kişiyi bulduklarını görebiliyorum, ve kahve içmeye oturduğumuzda hep bunun da sohbeti dönüyor. ben buldum mu acaba diye düşündüğümü söylediğimde sen daha bulmadın bulsan bilirdin tarzı cümleler dönüyor. kafamda çok düşündüm, ve evet bence de bulmadım yoksa bilirdim. kafamda 30 yaşından önce evlilik düşüncesi hiç olmadı zaten, o yüzden acele etmiyorum. sex and the city dizisinde charlotte'un söylediği gibi, belki ruh eşimiz bir erkek değildir yani. o yüzden çok da üstelemiyorum, evrene kırgın da değilim. benim olan beni bulur illa ki. demem o ki, aile ve çevre baskısı yüzünden evlenicem diye kendi hayatınızı yakmayın. bazı ilişkiler evlenmeden bitmiyor derler, sebebi de biraz bu sanırım kafamızın içindeki tamamlama dürtüsü. cidden, gerek yok.
aslında yazsam akşama kadar 15 madde sıralarım aynı uzunlukta, ama insanın mentali iyi olunca ve kendi kafa yapısını düzeltince gerisi bir şekilde geliyor. ben kendime anda kalmayı eğlenmeyi ve doğru kişi için bir şeyleri zorlamamayı hatırlatmak istedim. çünkü şu an ne kadar böyle düşünüyor olsam da belki 2025'te bocaladığım anlar olacak, birini doğru insan zannedicem veya kendime eğlenmeyi hak görmeyecek kadar depresif olacağım, öyle günlerde açıp bu yazdığımı tekrar tekrar okuyacağım. belki bunu burada yazmam bile sizlerden birinin alması gereken bir işarettir, inanırım böyle şeylere. 2025 hepimiz için çok güzel geçsin.