curly girl method

54. kıvırcık saçlı olanlar bilir ki bu rutine -kimi zaman araya kaynak dönüşümlü şekilde kimi zaman da komple bir değişimle- mütemadiyen bir güncelleme gelir. baktım en son 2023te girdi atmışım buraya şimdi son 6 aylık rutinimi paylaşmak istedim.

öncelikle ben duş musluğuna philips marka su filtresi taktırarak başladım değişime. reddit'ten öğrendiğim üzere saç bakım ürünleri ve su(gizlinot: evet bildiğimiz su) zaman içerisinde saçta film oluşmasına(gizlinot: ecnebiler bu olaya built up diyorlar ) ve kıvırcıkları bozarak çatallı/elektrikli görünüm almasına yani yıpranmasına neden olduğundan 4-5 haftada bir kez içeriğinde cgm'ye uygun olmayan sulfat içeren bir şampuan yardımıyla bundan kurtuluyoruz. unutmayın şampuanın içeriğinde sadece sulfat olacak diğer silikon ve türevi olmamasına dikkat edin! asla tavsiye etmemekle birlikte bulaşık deterjanı kullananları bile gördüm öyle diyeyim!? neyse ben çare olarak sante markasının intense hydration şampuanıyla bu olayı çözmüş bulunuyorum. bu şampuanı kullandığım günlerde şampuanın ardından olaplex no.3 ya da curlsmith bond curl rehab salve ile saçıma bakım yapıyorum. onun dışındaki normal rutinimde saçlarımda balyaj olduğu için cgm'ye uygun içerikte bulabildiğim tek şampuan olan not your mother's blonde moment mor şampuanını kullanıyorum. ardından saç maskesi olarak yine aynı seriden mor maskeyle aşağıda paylaştığım diğer saç maskesi ve kremleriyle birlikte elimde karıştırarak kullanıyorum. dönüşümlü olarak kullandığım cgm'ye uygun saç kremi ve maskeler:

urtekram soft wild rose saç kremi

urtekram spicy orange blossom saç kremi

curlsmith hydro creme soothing mask

curlsmith double cream deep quencher

sante glossy shine mask

sante deep repair mask

sante intense hydration mask

saç kremlerini kokusundan dolayı seçtim diğerlerini dönüşümlü olarak karıştırarak kullandığım için burdaki ürünler benim uzun süre işimi görüyor. en az 15 dakika bekletip saçlarımı yıkıyorum.

banyodan çıkar çıkmaz saçıma yumuşatan ve nemlendiren  (bkz: mielle pomegranate and honey leave in cream) ya da (bkz: curlsmith weightless air dry cream) sürüp denman tarağımla-bulabilirsem bounce curl defining brush'a geçmeyi düşünüyorum- tarıyorum sonra mandal toka yardımıyla tepelerden toplayıp arkalardan başlamak suretiyle bölüm bölüm şekillendirme işlemine başlıyorum. eğer kuru kısımlar varsa su spreyiyle ıslatarak piyasada bulabildiğim yapış yapış olmayan curlsmith weightless air dry gel üstüne isana curltastic jöleyi -bazen not your mother's saç köpüğü sonrasında jöleler şeklinde - dua etme metoduyla(gizlinot: vıjj vıjj) uyguluyorum. banyodan çıktıktan sonra microfiber havlu ya da tişörtle saçımı sarıp biraz bekledikten ve dinlendikten sonra-maraton gibi yorucu bir şey gerçekten- saçımı vigoyla kurutuyorum. tamamen kuruduktan sonra bazen ertesi gün de olabilir buklelerimi jojoba, biberiye ve cedarwood içeren yağ karışımımla nazik hareketlerle açıyorum. bugüne kadar uyguladığım ve saçımda değişimi gördüğüm metod bu oldu. herkese bol şans.

53. Kıvırcık değil dalgalı saçlarım var. İlk popüler olduğunda birebir uygulayıp hiç memnun kalmamıştım. Saçlarım birbirine girmişti. Şimdi ise saçı taramama, kendi kendine kurumaya bırakma ve boneyle uyuma kısımlarını çıkartıp işime yarayan kısmını uyguluyorum. Bence herkesin saçı rutinin her adımına uymuyor. En iyisi deneyerek işe yarayan kısımları almak. Kendi rutinim;

1- Sülfat, paraben ve silikon içermeyen bir şampuan kullanmak. Denediğim tüm şampuanlar arasında Yves rocher şampuanları ile saçım daha iyi anlaştı.

2-Durulanmayan saç kremi ve tarama kısmında urbanın hibiskus dalgalı ve kıvırcık saçlar için şekillendirici bakım kremini saçtan taşacak kadar bol sürüp tarıyorum. Scrunching method ile dalgalara ilk şeklini veriyorum. Eğer bu arada saçlarım kuruduysa su spreyliyorum

3-Jel her zaman kullanmıyorum ama kullandığımda da bee beauty bitkisel saç şekillendirici jöle kullanıyorum. Bir fındık tanesi kadar ürünün üzerine benim saçıma biraz ağır geldiği için bir kaç damla su damlatıp jöleyi açıyorum aynı şekilde scrunching method ile uyguluyorum.

4- Saç köpüğü olarak urban style guide iconic curls bolca scrunching method ile uyguluyorum

5-Vigo ile dalgaları bozmadan kurutuyorum.

6-Kurutmadan sonda birbirine yapışan dalga varsa yine yves rocherin durulanmayan saç kremini elime yayıp saçları mıncıklayarak sürüyorum ( elimde kaldığı için kullanıyorum ürün şu an satılmadığı için isim veremiyorum)

Ertesi gün uyandığımda şekli biraz bozulmuş ve kabarmış oluyor. Dipler hariç su spreyleyerek ıslatıyorum, önce scrunching yaparak saçtaki ürünleri tekrar canlandırıyorum sonrasında taramadan tüm ürünleri daha az miktarda aynı şekilde uygulayıp vigo ile kurutuyorum. Genelde dalgalarım önceki günden daha güzel oluyor.

52. birden esti hem kendime arşiv olsun diye hem de amme hizmeti olarak 3b balyajlı saç rutinimi paylaşmak istedim: 

(bkz: otacı lab yeni nesil saç terapisi bitki özlü şampuan serisi) 

shea moisture Manuka Honey & Mafura Oil Intensive Hydration Masque 

çıktıktan sonra %80 ıslaktıktaki saçıma sırasıyla: 

shea moisture Jamaican Black Castor Oil Strengthen & Restore Leave-In Conditioner 

kendi yaptığım yağ karışımı: Hint Yağı, argan yağı, macedemia yağı, Jojoba Yağı, Zeytinyağı, Badem Yağı, Shea Yağı, Hindistan Cevizi Yağı, ylang ylang yağı, Nane Yağı, Lavanta Yağı, Çay Ağacı Yağı, biberiye yağı, defne yağı.

denman d3 brushla hepsini eşit dağıtıp saçımı avuçluyarak yukarı doğru dua etme yöntemi ile şekillendiriyorum  sonrasında

Kinky-Curly Original Curling Custard Natural Styling Gel'le jöleleyip fiber havluya sarıp biraz bekledikten sonra vigoyla kurutuyorum.

51. ben kendi deneyimimi paylaşayım, saçlarım dalgalı ama kıvırcık değil, 4 yıldır saçımı sabunla yıkıyorum, hiç bir şekillendirici kullanmıyorum krem bile sürmüyorum, haftada en fazla 3 kere yıkıyorum. yıkadıktan sonra bir kere tarıyorum ve öyle bırakıyorum, kurutma veya başka bir işlem yapmıyorum. saçlarım iyice kuruyunca güzel bir dalga yakalıyorum, tabi vakit olması gerek çünkü tamamen kuruması 2 -3 saati buluyor.

50. Yaklaşık 2 sene boyunca çok disiplinli bir şekilde bu methodu uyguladım. Gerekli mi? Hayır. Peki neden? Anlatıyorum. Methoda başladığımda hair porosity test yapmıştım ve low porosity çıkmıştı. Araştırırsanız low porosity bakımının cgm ile paralel olduğunu göreceksiniz. Methoda göre silikon, mineral yağ, protein/keratin gibi içeriklerden uzak durmak gerekiyor. Sülfatlı içerikler yok vs vs. 2 yıl içinde ay ne güzel oldu kıvırcıklarım diye sevinirken aslında sebebi protein nem dengesini sağlamammış. Zaman ilerledikçe saçlarımın ihtiyacı dönem dönem değişti ve cgm bu ihtiyaçlarımı karşılayamadı. internetten içerikleri tek tek araştırdıkça fikirlerim de değişmeye başladı. Eğer saçım proteine ihtiyaç duyuyorsa proteini rutinime ekleyebilirim ve bu proteinin fazla birikmesini önleyebilirim. Eğer saçım neme ihtiyaç duyuyorsa yağ maskeleri ile nem kaybını önleyip nemlendirici maskeleri (saçım low porosity olduğu için) daha uzun süre bekletmeliyim. Cgm yerine protein-nem dengemi sağlarsam ve saçımı yıpratmazsam saçlarımla mutlu olurum. Birikim yapabilecek içerikleri saç derimde kullanmamalıyım. Hiçbir şekilde herhangi bir methoda, rutine ait olmak zorunda değilim. Saçımı iyi tanıyorsam kendi yöntemimi kendim oluşturabilirim.

 Gelelim cgm’de yasak olanlara. 

Keratin ve proteinler: 

Low porosity olmayan saçlar için silikon keratin gibi yasaklı içeriklerin kullanımında bence sakınca yok.Sadece düzenli bir şekilde sülfatlı şampuanlarla saçlarınızdan arındırmanız gerekiyor. Yoksa aşırı birikim sonucu sertleşme ağırlaşma gibi sonuçlar alırsınız.  

Sülfatlı içerikler: 

Bahsettiğim gibi rutininize ve saçınıza göre kullanmalısınız. Saçta birikim yapabilecek ürünleri kullanıyorsanız düzenli aralıklarla sülfatlı şampuan kullanmanız gerekiyor. Sülfatsız şampuanlar bu işi yapamıyor kızlar :( Benim saçlarım kuru olduğu için sülfat türevlerini olabildiğince az kullanıyorum, rutinimde silikonlu keratinli ve proteinli ürünler olduğu için kaçış yok.  

Alkol gibi kurutucu içerikler:

Saçımı kurutabilecek bu tür içeriklerden uzak duruyorum.  

Paraben: 

Birçok kaynağa göre allerjiyi tetikleyebilir, cildi ve saçı kurutabilir, toksik etkileri olabilir. Tüketiciler parabenden uzak durmaya başladıkça üreticiler de yeni çıkardıkları ürünlerde paraben kullanmıyor. Parabensiz ürünlere daha kolay erişiyorum artık.  

Mineral yağlar: 

Birikim yapabilir ve saçı ağırlaştırabilir. Bunun bilincinde saç diplerine gelmeyecek şekilde az miktarda kullanırsam saçlarıma iyi geliyor. Olsa da olur olmasa daha iyi olur. Mineral yağ içermeyen ürünlerle de benzer sonuçları alabiliyorum. Bu yüzden ilk tercihim değil. Tatilde deniz ve havuzun saçlarıma zarar vermemesi için özellikle mineral yağ kullanıyorum öyle giriyorum suya. Arınması zor olduğu için saçıma koruyucu bir katman görevi görüyor. 

Silikonlar: 

Birçok türü var. Uçucu olan, seçici tutunumlu olan, seçici tutunumlu olmayanlar gibi. Kızlar silikon da kötü bir içerik değil. Silikonlu ürünleri daha çok seviyorum hatta.  Özellikle seçici tutunumlu olanlardan bahsetmek istiyorum. Molekül yüklerinden dolayı sağlıklı saç telini değil yıpranmış telini sarıyorlar. Böylece ağırlaştırmadan, sağlıklı saçta birikmeden istediğiniz sonucu alabiliyorsunuz. En yaygın olanı amodimethicone. Maalesef silikonlar da sülfatlı şampuanlarla temizleniyor.  

ısı kullanımı: 

Saçlarım çok zor kuruduğu için mecburen kurutuyorum. Zamanım varsa biraz kurumasını bekliyorum sonra orta ısıda özellikle diplerimi kurutuyorum. ısıdan koruyucu ürünler kullanılabilir.   

Kimyasal işlemler:  

Disülfit bağlarına zarar verecek kadar ağır işlemlerden kaçsam da onu da yaptım.  Yaklaşık 1 ay önce saçlarıma sadece krem açıcı ile baby light işlemi yaptırdım. 2-3 ton açıldı sarı olmadı yani. Boya veya cila kullanılmadı. Diğer açma işlemlerine göre hafif olmasına rağmen saçlarım iyice kurudu ve sertleşti. Kıvırcıklarım şükürler olsun ki bozulmadı. Bir aydır rutinim farklı artık saçlarımın az da olsa ‘yasaklı’ içeriklere ihtiyacı var. Silikonu amodimethicone olarak tercih ettim ama hepsinde dimethicone var dikkatli kullanmakta fayda var.  Proteinli bakım ürünü için ek olarak bakım köpüğü aldım memnunum. Düzenli yağ maskelerime devam ediyorum. Günlük kullanımda sülfatsız, belirli aralıklarla ise sülfatlı şampuan tercih ediyorum. Yeni rutinimle saçlarım şu an eskisi gibi gayet sağlıklı, hasarın sonuçlarını minimuma indirmiş oldum. 

Bence cgm gibi köklü bir değişiklik yerine porosity test yapıp rutininizi buna göre değiştirirseniz, içeriklerde seçici ve bilinçli davranırsanız çok daha mutlu olursunuz.

49. saçımın kıvırcık olması hoşuma gitmesinden ziyade, fazla islem gordugu icin dinlendirmek amacli girdigim bu yolda 3. haftaya kadar o kadar zor dayandim ki. 

kucuklugumde saclarim zaten kivircikti ama yok arkadas cidden benim sacim adam olmuyor. vazgecmek uzereyim. wigo disindada hicbir isi degdirmiyorum sacima, hatta soguk suyla yikiyorum saclarimi ama bana misin demiyor. sacin alisma suresi olur da cirkin sacla gezmek butun gunu kotu gecirmemi sagliyor. bere, bandana, sapka en yakin arkadasim oldu artik disari cikarken. cidden su reelslarda tiktoklarda elidor belirgin bukleler kullanip sadece kurutarak nasil oyle dalgalar elde ediyorsunuz baska bi sirri var bu isin bence. bi fotograf cektim sabah mendil satan kizlarin saclari benimkinden daha bakimli duruyordur(gizlinot: kucumsemek icin soylemedim ama anladiniz :() utanmazsam eklerim fotografi :,( sacimi zaten 3-4 gunde bir tek sampuanlama yaparak yikayan biriyim (gizlinot: sampuan iceriklerine extra dikkat ediyorum methoda basladigimdan beri, krem de dahil)her dusta sac kremi dus sonrasindada serum nemlendirici kopuk krem ne varsa sacima nem vericek dayiyorum ne olacaksa olsun artik diye. simdi cok urun kullaniyorsun yanlis kullaniyorsun diye dusuneceksiniz ama hic urun kullanmadan da denedim. benim sac max 90lar joleli ablalarin kivircik sacinin aynisi oluyor bukleler tel tel oluyor. sacimin arkasini soylemiyorum bile bulursam onunda gorselini eklerim. napmam lazim anlamadim, kazitip kurtulasim var. saclarim cook fazla olmasa da ince telli ve asiri dokuldugu icin ipince kaldi. sampuan, krem, dus sonrasi urunleri bulmaya calisiyorum cgmye uygun ama asla hicbir gelisme yok aksine beni hayattan sogutuyor. eski rutinime donmeme cok az kaldi gibi hissediyorum

ek olarak koltukta uzanirken cektigim gece dus alip mikrofiber havluyla nemini alip sarip uyudugum sekli, sabah kardelen yildirimin bir videosunda gorup elidoru su spreyinin icine karistirip uyguladigimda bir nevi daha kullanilabilir bi sac oldu bunu da eklemek isterim. fakat herzamanki gibi ensemin ustunun berbat durduguna eminim. 

48. 2 ay boyunca mousson un kıvırcık saçlılar için ürettiği şu an adını hatırlayamadığım şampuan saç kremi duştan çıkınca %100 pamuklu kumaşla kurulama ve sonrasında örgüyle kalıclığını sağlamaya çaılştığım kıvırcık saç beni bir türlü sevmedi :( saçım zaten hiçbir zaman kıvırcık değildi ama küçüklüğümden beri çok güzel iri buklelerim vardı bu saçı 16 17 yaşımda bir şampuanla çık metoduyla kaybetmiştim ama geri de kazanamadım, yani bazen ne kadar uğraşsanız da olmuyor :(

47. daha önce bu metodu uyguladığımı ve rutinimi yazmıştım, bu yazımda da neden bu metodu uygulamayı bıraktığımı yazacağım. öncelikle ben bu metodu geçen haftaya kadar sıkı sıkıya olmasa da yaklaşık 1.5 yıldır uyguluyordum. başlarda saçlarıma gerçekten çok iyi geldi dalgalarım kendine geldi ve gerçekten sağlıklı saçlarım oldu ama son 2 3 aydır saç diplerimde kaşıntı ve aşırı kepek sorunu yaşamaya başladım. (gizlinot: sert sülfatlar içeren şampuan yerine nazik temizleyiciler içeren şampuan kullanıyordum) ayrıca vitamin ve mineral eksikliğinden dolayı dökülen saçlarım çok daha fazla dökülmeye başladı. ben de saçlarımın yeterince temizlenmediği için bu sorunları yaşadığımı düşünüp sls içeren kaşıntıya ve kepeğe iyi gelen şampuan kullanmaya başladım. Zaten artık saç kurutma makinesi dışında maşa, düzleştirici vb. ısıl işlemler uygulamadığımdan ve düzenli olarak saçlarımı kestirdiğimden saçlarımda herhangi bir yıpranmışlık ve yanık kısım kalmadı. Şekillendirmeye devam ediyorum ama sert sülfatlar içermeyen şampuan kullanmak benim saçlarıma uymadı. Tabii herkesin saçları farklıdır bu yüzden bu yöntem bana uymadı ama saçları çok kuru olan kişilere iyi gelebilir.

46. 6 aylık deneyimimi anlatmaya geldim.

birkaç sene saçlarımı rengarenk kullandım. o dönem kıvır kıvır olan saçlarım ne zamanki siyaha boyadım dalgalı/şekilsiz bir hal almıştı. birkaç sene saçlarımdan nefret ede ede maşayla dalgalandırıp idare ettim. zaten çok fazla saçı olan biri değilim. bir dönem kıvırcıksa demek ki bu saçlar kıvırcık diyerek amerika'ya taşınır taşınmaz, ürünlere ulaşımım kolay olduğu için bu methoda başladım. marka ismi vermeyeceğim zira umrumda da değil pek. birkaç marka denedim, hiçbir farkını göremedim. zaten olay içeriğin temiz olmasında.

6 aydır şampuan ve saç kremimi bu methoda uygun ürünlerden kullanıyorum. 1 2 ay kadar önce de buna defining cream ve saç köpüğü ekledim. başlarda ek ürün olmadan sadece vigo ile kurutuyordum. bukle bukle saçlarım olmadı tabii. hatta kabarık bir dalga/kıvırcıklıkla yaşayıp gidiyordum. yine de şekilsiz saçtan iyiydi. önce köpüğü aldım kullanamadım. oldum olası bukle belirginleştirici köpükleri sevmezdim. meğerse kullanamıyormuşum. hep ıslak bir görüntü, çatır çutur dalgalarım oluyordu. yapış yapış geliyordu. sonra defining cream aldım elimi sürmedim bir süre.

curly girl methodda yapılan hatalar tarzı bir video izledikten sonra aydınlandım. ne yapmam gerektiğini öğrendim. evet zahmetli ve uzun sürüyor. ama sonuçtan memnunum. maşa yapmaya harcadığım süreyle aynı. e onunla karşılaştırınca daha az zararı var saça. biraz rutinimden bahsedeyim. rutin dediysem dışarı çıkmadığım sürece uğraşmıyorum tabii. normal duş alıp saçlarımı rastgele kuruttuğumda düz/dalgalı arası bir saçla geçiriyorum iş günlerimi.

duştan çıktıktan sonra saçlarımın fazla nemini pamuklu bir tişörtle alıp saçlarımı tarıyorum. önce defining creami sonra da köpüğü uyguluyorum. hala şaşırıyorum nasıl kullanabildiğime ama bol bol köpük kullanıyorum diyebilirim çünkü 3 tel saçım var. sonra saçlarımı bir tur daha tişörtle alttan avuçlayıp buklelerin kendini toparlamasını sağlıyorum. ardından vigoyla saçlarımı üstten kurutuyorum. asla saçlarımın arasına sokmuyorum vigoyu. saçlarımı hırpalamıyorum, yerinden mümkün olduğunca oynatmıyorum. önce dipleri sonra uçları kurutuyorum. saç uçlarım kuruyup sertleşince besleyici bir saç yağıyla (argan falan işte) yavaşça dalgalarımı buklelerimi mıncıklayarak (?) yumuşatıyorum. sonra vigoyla bu sefer dalgalarımın altlarına giriyorum ve saçlarıma volüm kazandırıyorum. artık kuruduğu için bir tehlike yok, ellerimle ve vigoyla saçlarımı biraz kabartıyorum. en son birazcık da krepe tarağıyla arkasına yanlarına şekil veriyorum ve hazırım.

bu arada aynı yöntemi defining cream kullanmadan sadece köpükle denedim yine saçlarım yapış yapış ve sönük kaldı. demek ki bayağı önemli bir adımmış. bir iki ürün daha aldım ama bir fayda göremedim. kesin ben becerememişimdir. zorlasam 2. gün tekrar nemlendirip aynı ürünlerle eski haline getirebilirim ama risk alıp da beceremezsem tekrar duş almam gerekir. o yüzden uğraşmıyorum. şimdilik bu rutinle mutluyum. bir de şu ünlü tarağı alıp denemek istiyorum. böyle böyle şekilsiz saçı kıvırcık hale getirdim.

ek olarak bu süreçte saçlarımın arttığını da gözlemledim.

45. youtube'da birkaç videosunu izleyince abartılı olduğuna karar verip uygulamaktan vazgeçtiğim yöntem. Şampuan seçimini geçtim, kremi, köpüğü, yıkama, durulama ve kurutma şekline kadar deli gibi uğraşmak gerekiyor. Su mümkün olduğunca soğuk olacakmış, içme suyu kullanılacakmış, saç kremi tamamen durulanmayacakmış, şu tip havluyla böyle sarılacakmış öff... bu yöntemin esas amacı mekanik hasardan yıpranan saçı özüne döndürmekse bu kadar uğraş da yeni bir tür hasar yaratabilirmiş gibi geliyor bana. Zamanında sülfat oranı düşük bir şampuan kullanayım dedim, ensem yağdan zor kurtuldu. Yağ ve kepek sorunu olanlara göre değil, sinüzit veya migren sorunu olanlara hiç uygun değil. Saçı aşırı ısı ve boyadan uzak tutup kendi haline bırakmak en sağlıklısı gibi görünüyor şimdilik. Baş ağrısı sorunu çeken birinin ısıdan tamamen uzak durması da mümkün değil, özellikle nem oranı yüksek şehirlerde kış ayları bu ağrıları çok tetikler. Sülfatsız (ki aslında hiçbiri sülfatsız değil, sadece sülfat oranı düşük ve sülfat benzeri maddeler var) şampuanlardan kepek ve yağ sorununa dönük olanı bulmak zor.