emily in paris

70. ------spoiler içerir-------

Emily'nin kıyafetleri gömülmüş ama mindy dizideki en absürt, ortamla alakasız ve rüküş giyinen karakter. Emily x 3. Dizi çıtır çerez mantık aramadan eğlen kapat dizisi olduğundan Mindy'nin sokak performansıydı topless sahneydi aman para biriktirmeliyim söylemleriydi derken nasıl her akşam 3 farklı fancy mekanda birbirinden fecaat ve masraflı kıyafetlerle -pardon, kostümlerle boy gösterip son dk biletiyle roma'ya gittiğini anlayamama triplerine hiç girmeyeceğim. Ama anlayamıyorum shdkdjsdkl.

Dizinin o çıtır çerez havası gitmeye başlayıp sıkıcılaştığı doğru. Roma açılımı bence iyi gelecek zira mekan değişimi son bölümde bile harika geldi, bunda şahsi kanaatimce roma'nın paris'ten 72 kat daha harika bir yer olmasının etkisi de olabilir bilemiyorum :d

Gabriel'in emily'e endgame yazıldığı en başından belli. Ama zamanın başlangıcından beri benzer dizilerde süregelen ve fix bu şekilde sonuçlanan bu klişeyi değiştirseler, herkes kendi yoluna gitse, emily marcello ile yahut daha da iyisi single iken dizi bitse çok iyi olur. Çünkü emily erkekten erkeğe atlayan, resmen iki dakika yalnız kalamayan, gabriel'den ayrıldığının dakikasında aa alfie ihi moduna girip sevgilisi var diye ağlayacak kadar patolojik bir kadın. En doğru mesaj emily'nin kendi kendsiiyle mutlu ve yeterli olduğunu, bir sevgilinin bunun üzerine rahatlıkla eklenebileceğini göstererek bitirmek olurdu. 

Bir de zaten Gabriel'in o dağda hiçbir kayak bilgisi olmayan Emily'i bırakıp sonrasında endişelenip geri bile gitmeyip Camille ile laklak ederek aşağıda beklemesi gözümde tamamen bitirdi herifi. Gerçekten ölüm kalımlık bir durum, dizi şıpsevdi hafif ama cidden korkunç bir durum. Gerçekten yaşansa yüzüne bir daha bakmaması lazımken kadın bir de peşinde dolanıyor, sert çıkışı için af dileyip ara düzeltmeye çalışıyor, azar işitip soğuk muamele görüyor. Ne denir, yazıklar olsun size yazarlar yuh :d

69. Ay bu diziye neden bu kadar kuruldum bilmiyorum ama lily collinsin o kaşlarını yukarı kaldırıp aptal amerikan aksanıyla fransızcanın ve italyancanın tabiri caizse a*ına koymasından gına geldi ve son sezon 9.bölüm müydü neydi romadayken gece giydiği o iğrenç puantiyeli elbise... sözün bittiği yerdeyim hayatımda bu elbiseden daha çirkin çok az şey gördüm.

68. lily collins'in abartılı oyunculuğu bence diziye yakışmış. zaten neredeyse bütün karakterler büyük oynamışlar. kıyafetler abartılı, saçlar abartılı. klişelerle dolu ama eğlenceli. örneğin fransızların pis olduğu klişesi, ilk bölümden gabriel'in omlet tavasını yıkamamasıyla başladı, çok eşli olmaları, çok sigara içmeleri vs gibi bütün klişeler kullanılmış. ilk sezonda emily'nin kıyafetleri hoştu bence. ama gittikçe abarttılar ve son sezonda sadece göz yordu. parti kıyafetlerini günlük kombinlemek kimin fikriydi acaba? biraz sade şeyleri de aralara serpiştirin işte. çok reklam aldıkları ortada.

bir pazarlama şirketinde işlerin bu şekilde yürümediği tahmin edilebilir. ama emily'nin başarısını büyüttüler de büyüttüler. tesadüflerle sürekli ilham bulması, zekasının türk dizisi tesadüfleriyle parlatılması beni gıcık etti. ana karakterimiz emily olduğu için hep onun üzerinden yorum yapıyorum.

ama benim en sevdiğim karakter camille ve sylvie oldu. camille inanılmaz pozitif ve gülümsemesi emily'de olduğu gibi abartılı gelmiyor. zaten o donuk süs bebeği gabriel' de ne buldu ikisi de anlamıyorum.

Sylvie en ayakları yere basan karakterdi, çok zarif ve çekici bir kadın. yine de özel hayatı karmaşık, ne istediğini tam olarak bilmiyor. son sezonda biraz daha iç dünyasına giriyoruz, annesiyle diyalogu, eski işi, eşi.

diziyi izlerken aklımdan hep lily collins'in ne kadar zayıf olduğunu geçiriyordum ki yeme bozukluğu olduğunu öğrendiğim röportajına denk geldim :( konu dışı olsa da belirtmek istedim. Kimse özenmesin.

67. gittikçe ivmesi düşen dizi. ilk sezon iyiydi, 2. sezonda eh işte, 3. sezonsa tam anlamıyla kötüydü. tüm sezonu sürekli iş toplantıları ve çinli kızın şarkılarıyla doldurmuşlar. emily'nin kıyafetler rüküşlükte çığır açacak cinste, insanın gözü kanıyor. en son camille ile gabriel'in nişanında giydiği kıyafet ortama uygun ve hoştu bence, diğer kıyafetleri hediye paketi gibiydi. bir de dizideki rahatlık beni benden aldı. herkes herkesle takılıyor ama sonra her şey son derece normal kimse kimsenin içinde kalmamış herkes normal arkadaşmış gibi takılıyor gerçekten böyleler mi yoksa bu kadarı herkes için fazla genişlik mi anlayamadım açıkçası. son sezonda ne konu ne görsellik vardı işte alışkanlıktan izleyeyim dedim ama izlemesem de olurmuş.

66. yormayan, eğlenceli, basit bi diziyi gittikçe sıkıcı ve gıcık hale getirmeyi başardılar. Emily karakterine özellikle zor tahammül ettim, bu sezon beni açmadı maalesef.

65. sadece gabriel için izlenebilecek dizi. kıyafetler için izliyorum diyenleri de duydum ama camille ve yaşına göre sylvie dışında kimsenin tarzını beğenmiyorum. emily'nin o girly kombinleri ve telefon kılıfı sinirlerimi çok bozuyor.

64. 3. sezonunu izlemeye başladım. 2. sezon yeterince hayal kırıklığıydı zaten, diziden amerikan küstahlığı akıyor. youtube "moderngurlz" adlı kanalın "emily in paris sucked" videosu dizi hakkındaki görüşlerimi çok iyi özetliyor. sylvie candır, gerisi heyecandır bir dizi.

63. Tam anlamıyla vakit kaybı olan dizi. Çerezlik dizi kategorisine giriyor ama bu o kadar bomboş bir diziydi ki diğer izlediğim çerezlik dizilerde en azından bazı mesajlar ya da ne bileyim seyirciye aktarmaya çalıştıkları bir şeyler az da olsa oluyordu bu dizi ise tamamen yiyelim içelim gezelim flört edelim sevişelim teması üzerine kurulu dizide hoşuma giden tek detay mekanlar o da parisin kendi güzelliğinden kaynaklanıyor kısacası ben beğenemedim

62. çok klişe olduğunda hem fikiriz ama feel-good dizisi olduğundan insan ihtiyaç duyuyor. ilk sezon daha ilgi çekici ve akılda kalıcıydı. ikinci sezonu bitirdikten sonra aklımda hiçbir şey kalmadı resmen.

61. bana güzel duygular hissettiren dizi. ilk sezonu daha tatlıydı evet, bu konuda hemfikiriz sanırım. alfie karakteri kasıntı ve zorlama geldi. 

bu arada camille'nin tarzına hastayım.