influencer

168. İyice şaşırmışlar artık. Bir link veriyorlar atıyorum bir ürün grubuna kupon gelmiş diye. Linke tıkladığında alakasız bir markanın sayfası karşına çıkıyor. Sırf link vermiş olmak için veriyorlar. Ya her şeyi ben arayıp bulacaksam sana ne gerek var cidden? 

167. Sabah sabah uyku tutmayınca instagram'a girip uykusuz ama tertemiz beynimi bunlara maruz bıraktım ve çok sinirliyim. Olay iyice internet soytarılığına, ilgi budalalığına dönmüş durumda bu grupta. Link story'de tantanasını da geçtim çoktan aslında. Derdim tiktok denen insanlığın kolektif iq'sunu düşürme amaçlı şeytan icadından apartma salak salak hareketlerle video yapanlar, 3 iq'lu kolajlar falan... "içerik üretme" uruna gerek duyduklarında annelerini bile rezil edebilecek hale gelmiş bir gözü dönmüşlükleri var ve sadece türkler falan değil, avrupalı, amerikan kim varsa aynı modda.

Sana ne ya, sevmiyorsan bakma geç diyorsunuz ilk başta. okey ben de öyle yapıyorum da dünya üstünde prestiji kalan son üç beş mesleği de reels'de dans etmeli über beyinsiz video'larıyla rezil ediyor bu salaklar. Saygı duyduğum ve en iyi şekilde icra edeyim diye ter döktüğüm mesleğime dair Kamuoyu algısını ben oluşturmuyorum ne yazık ki, çok izlendiklerinden bu salaklar oluşturuyor. Ya atıyorum, Dans ederek instagram'a doktorlukla ilgili "derma mı plastik mi kızlar?" Diye video atan doktor mu olur, siz bu adamı/kadını sağlığınızla ilgili endişenizde ciddiye alır mısınız? Ya da "boşanma davası mı, ceza mı?" Falan diye çevresindeki diğer avukatlara anket yapan bir avukata bilmiyorum sıkıntınız olduğunda güvenir, vekalet verir misiniz? Yorumlarda da eleştirenlerle yine 3,5 iq'lu cevaplar yetiştiriyorlar. Zamanınız mı çok, yapacak işiniz mi yok? İlk etapta öğrencisiniz veya mesleğiniz var vs, mesleğiniz için çalışıp kendinizi geliştirerek geçirmeniz gereken zamanı insanlara laf yetiştirerek neden geçiriyorsunuz zaten? Ben sizin mesleğinizi en iyi şekilde yapacağınıza nasıl güvenebilirim siz bu profili sergilerken?

Tiktok, instagram ve z kuşağı ve onlara bir çeki düzen vermek, iyi örnek oluşturmak yerine bu ilgi budalalığını özümseyip onları takip eden y kuşağı, dünyada prestijli ne varsa hepsinin içinden dans ede ede geçiyor şu anda. İnsanlığın bir kısmı dikkat çekme ve diğer grup da dopamin bağımlılığı uğruna beynini sosyal medyaya emanet etmiş. Saygın, ağır başlı, içi dolu hiçbir şey kalmayacak yakında diye korkuyorum.

166. Bunların ne kadar bencil duyarsız olduğunu biliyordum da bu kadar maruz kalmak aşırı rahatsız etti, özellikle bu hafta.

Instagrama erişim yasağı gelmiş gelip " vpn kullananlar burda mığğ , vpn ailemmm , vpn ile dump paylaşıyorum, şu an x ülkesinden yazıyorum " diye şirinlik komiklik yapıyorlar. Yahu kardeşim açıklama yapsana, ailesini geçirdiren var, hasta evladının bakım masrafını kazanmaya çalışan var, hala hayatını oturtmaya satış yapmaya çalışan depremzedeler var, ifade özgürlüğü vs yok olmuş gitmiş canı sıkıldığında bir şeyler kısıtlayan bir organizma var. Ama hala " vpn ailem ". Reziller.

Hayvan katliamının önünü açan yasa için de özellikle baktım bir kaç kişi dışında kimse umursamadı. 1 2 hikaye postlayip hayatlarına devam ettiler. Sonuç toplu hayvan katliamı. Şimdi de ağlayıp sızlıyorlar , ne bekliyorlardı ki acaba ? Sonra da onu bunu etiketlersiniz " paristen geri döner msnz ? "

165. Bazılarının ciddi ciddi yargılanması lazım.

Kuduz gibi ciddi ve direkt ölüme götüren bir hastalığa karşı bile "beni köpek ısırdı, eşimi de kedi tırmaladı. Ev yapımı sirke sürdüm ❤️tabiatına uygun olunca bir şey olmaz korkmayın" yazmış. Şaka gibi. Yani buna soru soranlar da ayrı bir dünyada.

Ya sen neyi savunuyorsun? Şurda kuduz tehlikesiyle karşılaşan biri senin telkinlerin ile aşı yaptırmak yerine sirke sürüp ölse bunun sorumluluğunu alabilecek misin?

Maalesef çoğu böyle. Aşıyı geçtim doktor ve tıbba da karşılar. Bunları dinleyip çocuğuna aşı yaptırmayan, 4 günlük bebeğine tarhana veren, havale geçirecek kadar ateşi çıkan bebeğine sirke süren, kulağı iltihaplanan bebeğin kulağına kantaron yağı damlatan, anne karnında kalbi duran bebeği ameliyatla alınmasına karşı çıkanlar hayli fazla.

Yorumları silmeseler gerçeği görürsünüz,

yıllarca okuyan,sınava giren doktoru "cahillikle" suçlayan kitle, ilkokul mezunu bu şam şeytanlarına tapıyor resmen. Bunların telkinleri yüzünden zamanında doktora gitmediği için hastalığı ilerleyen hatta ölen çocuklar da var. Aileler sesini duyurmaya çalışıyor ama trendyol linki veren "kalbinin ekmeğini yiyen" tayfanın umrunda değil.

Hepinizden nefret ediyorum.

Üç kuruş para için bütün mahremiyetinizi göz önüne serdiniz, çocuklarınızı istismar ettiniz, milleti yalanlarla beslediniz.

164. Türkiyede galiba en kolay yoldan para kazanabilmeyi sağlayan iş. İş mi gerçi bilemiyorum. Sabahın köründe kimimiz işe kimimiz okula yollara dökülüp can hıraş eve dönüyoruz. Bizim yaptığımız işse, mesela onlarınki ne? 

Şöyle bi haftadır falan bakınıyorum. İnsan bunları sürekli izlese manyak olur. Gerçekten bu hislerime fesatlanmak diyelim, alım gücünün berbat olmasından kaynaklı yüzüme sert vuran bi fakirlik tokadı mı diyelim bilemedim. Sibil mesela. Allahım şu hayatta beni niye sibil olarak yaratmadın diye isyan edesim geliyor bazen abdja. Kız aileden zengin ama. Müthiş bi uzay boşluğu gibi yaşam var yaa. En büyük derdin, fazla uçuş yapmaktan dolayı yorulmak. Etkinlikten etkinliğe koşmak ve "sizce ne giysemmmm?" Anketi altında en pahalı, marka kıyafetleri bizlere oylattırmak.... hayır bir de bunlar davete, etkinliğe ay pardon onların deyişiyle event'e giderken ellerinde kahvesiyle masörüydü, makyözüydü, kuaförüydü hepsi hazır ve nazır olarak full paket yapıyorlar. Lan ben haftaiçi öylesine yorgun oluyorum ki, haftasonu full ağda yapıcam bıyığımı kaşımı alıcam diye dertleniyorum, dinlenemeyeceğim yine kendimle uğraşacağım 2 saat diye... Sırf bu yüzden erkek arkadaşımla buluşmak istemediğim oldu.

Ha bi de enn özendiklerimden birisi, şu sihirli annem dizisindeki çilek abdja adı zeynepti sanırım  Bunun hayatı da uzay boşluğu gibi görünüyor. Mükemmeel, beynimi çıkarıp bu hayatı yaşamak isterdim. Sabah uyanıyor, tenise gidiyor. Öğlen trendyoldan muhtemelen beleşe gelen kıyafetleri deniyor. Akşam arkadaşlarla beraber bi şeyler yiyip içip film dizi izleme. Ertesi hafta parise, oraya buraya gitme. Bi de bu kızın da alacakları hiç bitmiyo, ala ala bitiremedi. Tüm aldıklarını da niyeyse uzun zamandır istiyormuş ajdka türkiyede olan şeyi de alıyorlar, olmayan şeyi de. Size zaten koymaz kız, ha buradan almışsın ha oradan... maksat elin boş dönmesin. Habireee ayna karşısında bugün bunu giydim, şugün şunu giydim, yarın şuraya gidicem... para derdi yok, patron derdi yok, mobbing yok, sınav derdi tasası yok. Harika.

Vay arkadaş be. Artık fesatlanmak mı dersiniz-ki diyebilirsiniz fesatlanıyorum evet- yoksa alım gücü o kadar berbat hale gelmiş ki benim yüzüme vuran fakirlik rüzgarının hüznü mü dersiniz bu hissettiklerime bilemem.... ama sabahın köründe, bangladeş treni gibi olan metronun içinde milletin ağız kokusunu ya da ter kokusunu duymayayım diye kafamı metronun açılmayan tarafındaki camına yaslarken düşünüyorum.... Acaba biz mi çok fakiriz, onlar mı çok zengin ya da bizim üzerimizden zengin olacak kadar mı akıllılar yoksa biz onları zengin edecek kadar enayi miyiz? Kafamda deli sorular.

163. Son zamanlarda sadece orta ünlüleri değil, az ünlülerinin bile lansman için yurtdışına çıkarılması ilgimi çekti. Markalar çok değil 3-4 sene önceye kadar kutu kutu ürün yollarlardı bu insanlara, evlerde raflarca ürünleri vardı hepsinin. Şimdilerde farkındaysanız “markalardan gelenler” videoları azaldı da insta storylerde hazırlanan bavullar izlemeye başladık. Sürekli oradan oraya gidiyorlar, 1-2 yemek masası fotoğrafı görüyoruz tabağın önünde ismi yazılı, 2-3 tane ürün tanıtım sunumu atıyorlar sanki markaların ar-ge müdürü olmuşlar gibi triplerle. Her dönem ne ulaşılamazsa onunla şımartıyor markalar bu insanları, bu da beni daha çok uzaklaştırıyor influencer kültüründen.

Ne yazık ki tek tük takip ettiğim orta ünlü genç model kızları da influencerlık camiasına kaybettim, üzüntüm bundandır.

162. Sahip olduğu her hangi bir malına zarar geldiğinde ya da hasta olduğunda direkt "bizlerin nazarının değdiğini" iddia edenler benim favorilerimdir. Kendi alanında orjinal içerik üreten üç beş kişi haricinde hepsinin bu kadar havalı oluşunun sebebi arama motoruna klavyeyle "zara elbise" yazmayı bilmeyen insanlardır.

161. işini güzel yapanlarda var şimdi hakkını yemiyelim ama çok fazlalaştığı için ciddiye alınamıyor maalesef.

160. herkes inluencer olmaya başladığından beri bi anlamı kalmayan şey.

meslek bile demek istemiyorum.

159. bu kadar çokluğun arasında zaman zaman feedime düşünce hakkıyla yapıyor dediğim 2-3 kişi var, onlar da aileden zengin yani kredi kartıyla çakma zengin hayat döndürmeye çalışanlardan değil. genel olarak faydasız bir hayat olarak değerlendirdiğim bir oluşum. birilerini sadece güzel diye içini, karakterini bilmeden uzaktan "peri kızı" (yeni laf bu sanırım) diye tanrısallaştırmak bana zeka turnosolü gibi geliyor. kimi neden bu kadar yukarıya taşıyayım? verdikleri öneriler saçma, önerdikleri ürünler faydasız, sadece onlara hipnozlu gibi tapan minionlar sayesinde yaşanan bir hayat. sürekli özendirme ve  özenme arasında yaşanan çember benlik değil. Bunun dışında zengin gibi görünmeye çalışan, kafe otel bar pozlarıyla giriş seviye influencerlik yapmaya çalışanları gördükçe yanaklarım kızarıyor utançtan. o ışık herkeste olamaz yok işte neden zorluyorsun?