kadın olmak

1. Türkiye'de zor zanaat. Kadın olmak kadın doğum doktoruna giderken bin kez düşünmektir. Kadın olmak evlilik dışı ilişki yaşadıysan insan dışı muamele görmektir. Kadın olmak yediği dayaklara rağmen toplum baskısından dolayı dayak atan kocaya geri dönmek zorunda kalmaktır. Kadın olmak kendine ait bir hayattan çok başkasının hayatını yaşamaya zorlanmaktır.

Çok dertliyim çook.

2. Türkiye'de mümkün olmayan olay. Sabah İngiliz bir gazete yazarının kadınlığından gurur duyduğu ile ilgili bir yazı okuyordum. Aklıma geldi bizde nasıl diye. Bizler çocukluktan itibaren aman diye yetiştiriliyoruz. Daha iki yaşında aç pipini göster dediğimiz oğullarımızın yanında ayıplarla büyüttüğümüz kızlarımız var. Bir erkekle görüşmemiz, el ele tutuşmamız, öpüşmemiz daha ilk andan itibaren yasaklanıyor. Seni biriyle görürsem bacaklarını kırarım deniyor mesela. Ama aynı haklar erkeklere güle oynaya veriliyor. Oğlum bi kızı öpmüş diye gururla anlatılıyor. Kızına ise orospumu olcan başımıza diyor aynı adam. Küçücük kızlarımızı erkek gibi yetiştirmekten gurur duyuyoruz. Sanıyoruzki kavgacı yetiştirirsek kendini korur. Ileride sevişmesine karışıyoruz, evlenmesine, kaç çocuk yapacağına, korunup korunmayacağına, kürtaj yaptırıp yaptırmayacağına karışıyoruz mesela. Bir erkek evlenmeden aynı evde yaşamayı seçerse modern oluyor ama kadın kötü kadın. Çalışıp çalışmaması bile bizi ilgilendiriyor. Önce ev hanımı olmak zorunda çünkü bir kadın. Evinin işlerini yapmazken çalışmak ne haddine. Daha çocuk yapacak o, hem kocası para getiriyorya eve. Boşanmış kadınlara problemli gibi bakıyoruz, kim bilir ne yaptıda kocası onu boşadı, ayrıca ya bizim sevgililerimizi- kocalarımızı ayartırsa. Aldatılan kadına erkektir yapar, sonuçta sana dönüyor diye telkinde bulunuyoruz ama arkasından yeterince kadın olamadığını, olsa kocasının başka kadınlara gitmeyeceğini söylüyoruz. Süsten püsten anlamayan kadına paçoz diyoruz , çok süslenene yollu. Tecavüzde bile açıksa, alkol aldıysa, kahkaha atıyorsa mesela kendi rızasıdır, kaşınmış diyoruz. Normal bir erkek arkadaşı niye var diye soruyoruz, niye erkeklerin girdiği ortamlara bu kadar rahat giriyor, aranıyor mu yoksa diyoruz. Komik bir şekilde aynı şeyi içinde bulunduğun ortamdaki erkeklerde düşünüyor. Yakın bir erkek arkadaşının yeltendiği o kadar kadın varki. Sonra mesela kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmicen diyoruz. Kadın cinayetlerine aile içi mesele, bi karışmayalım diyoruz. Ya da kocamdır döver de sever de. Seven erkek kıskanır diyoruz, beni sahipleniyor diyoruz. Ve bunları yapanlar tü kaka erkekler değil, kadınlar olarak biz kendimize yapıyoruz en çok. Kendimizi aciz görüyoruz. güçsüzüm , duygusalım diye kendimizi eziyoruz. Kendimizden sonraki nesli de aynı acizlikte yetiştiriyoruz. Sözün özü Türkiye'de kadınlığından gurur duymak zor. Türkiye'de ikinci sınıf bile değil, hiç vatandaş olarak görülmediğimizi düşünmüyorum.

3. türkiye gibi ataerkil düzenin dibine kadar yaşandığı, cahil ve kendini bilmez kimselerin yorumlarıyla insanı çıldırttığı bir ortadoğu ülkesinde, yaşanması en zor şey kadın olmaktır.

verebileceğim bir sürü örnek var ama bugün de (link: https://twitter.com/demarkesports/status/659480528404553728 buna çıldırdım) ÖLÜN inşallah, nasıl ölürseniz ölüm umurumda değil. örümcek kafalı beyinlerinizle ve iğrenç fikirlerinizle midemi bulandırıyorsunuz zira.

4. bazen işe alınmama sebebinizdir.

mülakat yapan kadındır mesela:

- bekar mısınız?

+ evet

- evlenmeyi düşünüyor musunuz?

+evet

- tabi ileride çocuk da istersiniz... (alaycı bir tavırla)

+ tabiki isterim, neden sordunuz?

- çocuk olunca kadınlar iş beğenmiyor gelmiyorlar.

+ yeterli maddi imkanı sağlamazsanız tabiki bazı kadınlar evde oturmayı tercih ederler.

- bizim de durumumuz belli vereceğimiz para belli ama.

+ e o zaman neden elemanlarımız bizi terk ediyor diye ağlamayın.

yaşanmıştır.

bu konuşmalar her gün bir yerlerde yaşanıyor. özel sektörde çalışmaya hazırlananlar bunlara hazır olsun. türkiye'de dört dörtlük bir kariyeriniz olsa bile sırf kadın olduğunuz için işe alınmıyorsunuz. gerisine bakmıyorlar bazı yerler. üstelik insanların önüne bu tökezi koyan yine kadınlar.

5. bizim çok bilmiş türk erkeklerinin gözünde "kadın olmak" tam olarak budur..

-45 kilo olmasına rağmen d-cup göğüslü olsun.

-Benden en az beş yaş genç olsun.Kadınlar yaşlandıkça çöker, erkekler durduğu yerde gençleşir malum..

-Ne hikmetse o güne kadar kimsenin elini bile tutmamış bir kız bulayım. Bu arada benim önüme gelenle düşüp kalkmam ve sevişmem sayılmaz çünkü pipim var.

-Evlenelim. Kendi ailesiyle pek görüşmesin, benim aileme tapsın. Hafta sonlarını ve bütün tatilleri aileme hizmet ederek geçirsin, daha ne ister bir insan?

-Ayda on bin lira kazandığı işinden döner dönmez mükellef sofralar hazırlamaya girişsin, o sırada ben de manda boku gibi televizyonun karşısına yayılayım. Benim yemek yapmam, ev işi yapmam düşünülemez çünkü pipim var malumunuz.

-İş stresinden dolayı sinirlendiğimde, bağırdığımda, çorbanın tuzu az diye kaseyi duvara fırlattığımda dahi susup hanım gibi oturmayı bilsin, karşılık vermesin. Pipisi bile yok zaten, ne haddine ağzını açmak?

-Hamile kalmasına ve doğum yapmasına rağmen 36 beden kalmayı başarabilsin, vücudunda çatlak matlak olmasın.

-Çocuk doğduğunda (tabii ki oğlan) bütün bakım işlerini üstüne yıkayım, zaten ben erkeğim elime yakışmaz. bebek kolik olsa bile, ağlama krizlerine girse bile susturmayı becersin, beni uykumdan etmesin yoksa fena olur.

- Çocukla ilgilenmesine rağmen her daim fönlü, makyajlı gezsin. Günde sekiz on defa alt değiştirip süt vermesine rağmen babydoll giysin mesela.

-Kadınlık görevlerini yerine getirsin, bir kadın bir erkeği evine bağlayamıyorsa aldatılmaya göz yummalıdır zaten. Pipileri yok ki nereden bilsinler?

-Pipin olunca önüne gelen kadına alıcı gözle bakma hakkına da sahip oluyorsun. ara sıra hovardalığa gitmeme, karıya gitmeme göz yumsun.

-Bu arada facebook hesabında karşı cinsten kim varsa silsin. Kuzen muzen anlamam ben, Kuzenini de silsin. Bir dediğimi iki etmesin, altan alsın, arada küfredip bir iki tokat patlatabilirim, böyle ufak şeylere takılmasın.

-Malumunuz pipi sahibi olmak zor zanaat..

(alıntı)

6. Eğer başına "türkiye'de" kelimesi getirilirse çok şeyin değiştiği olgu.

Türkiye'de kadın olmak asık surat gerektirir. Kimseyle göz göze gelmemeyi, sohbet etmemeyi, tanımadığınız insanlarla kısa diyaloglara girmemeyi gerektirir. Pozitif olamazsınız, yeşil ışık sanarlar onu. Yüz verdi orospu denir arkanızdan. Çok gülüyorsanız yollu, az gülüyorsanız mahkeme suratlısınız.

Her gün gittiğim bir market var. Mutfak alışverişimi, abur cuburumu her şeyimi ordan alıyorum. Bir, bir buçuk ay önce bir çocuk çalışmaya başladı orda. Her gittiğimde marketin içinde karşılaşıyoruz, doğal olarak selam veriyorum. Her allahın günü gittiğim için artık "merhaba, nasılsın? Sağol ben de iyiyim" diyecek kadar sohbetimiz oldu. Ama bugün ilk defa markette peşimde dolaştı, ben de geleyim falan dedi. Çok solgunsun dedi, sınavlarım var ondan dedim. Yani ilk defa merhabanın dışında iki cümle kurduk. Ara sıra mır mır bir şeyler diyor ama ben duymuyorum, gülümsüyorum sadece. En son alacağımı aldım çıkıcam kahve falan dedi. Ben o zaman bi ayıldım. Efendim? Dedim. Kahve sözünü ne zaman tutuyosun dedi. Kahve sözü? Ben hala şaka yaptığını düşündüğüm ve şok olduğum için hayırlısı ya dedim. Söz vermediğimi söyledim yine gülümseyerek iyi akşamlar diyip çıktım. Gülümsüyorum çünkü karşı tarafın gururunu incitirsem o da beni incitmek isteyebilir.

Burada endişe etmem gereken şey karşı tarafın kırılıp kırılmadığı olması gerekirken benim aklımdan dev harflerle şu soru geçti. "Evimi biliyor mu?" Çünkü sadece reddettiğim için peşime düşebilir. Çünkü her gün o markete gidiyorsam evim yakın olmalı. Çünkü onunla sadece insan olduğu, sadece insan olduğum için sohbet ettim ama bu "yüz verdi"ye dönüşebilir. Eve gelene kadar o kadar tedirgin oldum ki... Çocuk müthiş iyi biridir belki bilmiyorum. Ama korkuyorum. Çünkü güvende değilim, hiçbirimiz değiliz. Yarın ölsem kadın ölümlerine +1 olarak işlenirim sadece.

Toparlayamadım bir bütün olarak farkındayım. Ama işte kadın olmak bu. Korkmak.

7. Geçen gün kendi şehrime dönerken, otogara gidecek dolmuşa bindim. Dolmuş epey bir dolaştı, herkes indi ve en son içeride ben kaldım.

Aklıma karanlık düşünceler doluştu tabii; bilmediğim bir şehirdeyim, adam kötü niyetli olabilir, otogar yolu diye kaptırıp başka bir yere çekebilir arabayı... Gündüz vakti olmasına rağmen çok korktum.

"Allahım iyi ki makyaj yapmadım, iyi ki rahat ve dikkat çekmeyecek kıyafetler giydim, umarım benden etkilenmez, umarım beğenmeyeceği kadar çirkinimdir" diye dua ettim arabada. Sonra olur da kötü bir niyeti olursa, nasıl mücadele ederim diye düşündüm. Keşke yanımda bıçak taşısaydım dedim kendi kendime.

Elim telefonda, sürekli konumumu eşime yolladım, telefon polisi aramaya hazır (sanki bir yardımları dokunacak da)

Garibim adamcağız ne düşünceler içinde olduğumu bilmeden beni otogara götürdü, sonra bavulumu taşımama yardım etti. Dilimin ucuna dek geldi "Bana zarar vermediğiniz için teşekkür ederim" cümlesi ama söylemedim.

İster kezban deyin, ister paranoyak. Bu ülkede kadın olmak zor.

8. Her şey mükemmel olsa dahi her ayın 7 gününü sancı, mide bulantısı, ishal, kanama içinde geçirdiğim için bile çoook zor. Umarım sıkıntılar gerçekten günahlara kefarettir.

9. dün kaç zamandan sonra dolmuşa bindim inanılmaz kalabalıktı , iş çıkış saati olduğu için erkek yolcu çoktu..

Hayatımda bu kadar gergin bi yolculuk geçirdiğimi hatırlamıyorum, çapraz çantamı sürekli hareket ettirdim sağıma soluma her defasında baktım,

ve biri dokunursa ne tepki veririm ne derim diye düşündüm

cidden Türkiye"de kadın olmanın zorluğunu bir kez daha yaşadım,

paranoya oldum galiba..

10. Kadın olmak şeref ve onur işidir aslında ağırlıktır,özgüvendir,kalitedir.Günümüzde birçok kadın gibi bir erkeğin peşinden ucuzca koşup çeşitli oyunlarla elde etme çabasına girmek değildir kadın olmak...Saygıya layık olmaktır saygıyı hak etmektir özetle kadın olmak her kişinin harcı değildir süslüler...