lisede en nefret edilen ders

163. Besbelli belirli bir yönetici kesimin ideolojik saplantıları dolayısıyla programa konulmuş herkese zorla seçtirilen -sözde- seçmeli dersimiz Osmanlıca. her dakikasından nefret ettim ve bir saniye bile dersi dinlemedim ve sınavına çalışmadım. şu sıralar ikinci yabancı dil için programlarına almanca yerine arapça dersini koyan okulların adını da çok duyuyorum. böyle bir okulda eğitim görsem de en nefret ettiğim ders arapça olurdu şüphesiz.

162. Beden eğitimi, bizim hocalara göre beden öğütümüydü. Canımız çıkana kadar koşar, sürekli asker gibi sağ baştan sol baştan sayar, birbirimizin ayağına basarak mekik çeker (hoca öyle isterdi), kolumuz, bileğimiz haşat olana kadar manşet atışı denerdik. Esneme ve ısınma hareketlerini saymıyorum bile. Bir de bir odaya tıkışıp giyinme soyunma muhabbeti vardı tabii, millet birbirinin vücudu hakkında yorum yapardı. Benim de basenlerim var, senin bacakların ne güzel, benim göğüslerim küçük, senin belin ince... kıl tüy varsa utanır bir an önce giyinmeye çalışırdık.

Coğrafya. Sıkıcıydı bildiğin, hadi tarihte entrika var, siyaset var, coğrafyada o da yok.

161. Bir numarada tarih var. Hocamız o kadar sıkıcı anlatırdı ki derste uyumamak için zor tutardım kendimi. Ortaokuldayken de tam tersiydim oysa. En yüksek notları alırdım. Ama lisede 45 aldığım zaman sevinir olmuştum. O derece kopuktum dersten.

İki numaraya da biyoloji yazarım. Gayet severek ve isteyerek sayısal seçtim. Ama biyoloji ile yıldızım hiç barışmadı. Biyoloji hocamı çok severdim ama dersin kendisini sevmezdim. Matematik, geometri, fizik, kimya gibi bulmaca çözmeye benzeyen dersler varken sözel derslere benzeyen biyolojide uzun uzun metin okumak heyecan verici gelmezdi bana.

160. Fizik, 9. Sınıfın 2. sınavından itibaren fizikten resmen nefret ettim ve eşit ağırlık seçerek kurtuldum

159. Resim dersi kesinlikle. Hayır yeteneğim yok ve resim dersi yetenek isteyen bir ders. Ben cin Ali zor çiziyorum, öğretmen benden sepette meyve resmi istiyor. Yetenek dersleri evet olmalı ama dersin içinde yapılan çizimlere not verilmemeli. 

158. beden eğitimi, dünyanın en gereksiz ve sıkıcı dersi. neden var ki böyle bi ders?

157. baya düşündüm de sevmediğim veya nefret ettiğim ders yok sanırım.

edit: çok düşündüm fikrimi değiştirdim (gizlinot: swh)lisede ''tek'' nefret ettiğim ders din kültürü ve ahlak bilgisi diyebilirim çünkü dersin hocası ayıptır söylemesi yavş*ağın tekiydi, ders boyunca kızlarla sohbet ederdi rezil herif.

156. matematik. çünkü matematik hocam kabus gibi bana takmıştı ve her ders beni tahtaya kaldırıp soru çözdürüp azarlıyordu.

155. Matematik, Geometri ve Fizik

154. Coğrafya. Sayısal olduğum için sadece 2 yıl temel kısmı görmüştüm. Canımın en çok sıkıldığı dersti kendisi. Kısa süreliğine coğrafya dersimize çok iyi bir öğretmen girmişti ve o zamanki öğrendiğim bilgileri hala hatırlıyorum. Gerçekten doğayı bize anlatmaya çalışan, nasıl davranmamızı gösteren, dersin dışında bize değişik bitki tohumları getirerek ilgimizi arttırmaya çalışan bir öğretmendi. Bence dersi sevmenin %60’ı bizim ilgi alakamızsa %40’ını öğretmenin dersi işleyiş şekli oluşturuyor. O öğretmenin dersine girdiğim kısmı saymazsak en nefret ettiğim ders olarak kalacak kendisi.