1.
İş yerinde uğradım. İşimden olacağım bir durum değildi ama amirim beni de pek sevmediği için o kişiye inandı. İş yerinde bana inanan insanlar olsa da maalesef hiç bi zaman kendimi ispatlayamadım. Sadece sözlü beyan söz konusuydu. Dört yıldı geçti aklıma gelince hala kalbim acıyor. Orda calsmıyorum şu an. Allah kimseye yaşatmasın öyle bir çaresizlik
2.
Babaannem tarafından evet, umursamadım babam ona inanmayı seçti kendisi bilir dedim devam ettim
3.
Anonim 1'in yaşadığının 1e1 aynısını yaşadım. Ben yazdım sandım öyle bir şaşırdım yani. Benimkinin üzerinden de benzer bir zaman geçti. Hala tam anlamıyla aşabildiğimi düşünmüyorum. Artık orada çalışmıyorum ama yine de etkisi üstümde kaldı. İnsanlara güvenmiyorum ve insanları sevmiyorum. Daha fazla duvar inşa ettim. Mesafeli olmaktan hoşlanmaya başladım. Eskiden böyle değildim artık bu mesafeden keyif alıyorum.
4.
Üniversitede uğradım. Bayağı bayağı 1.sınıftan mezun olana kadar sürekli farklı birileriyle ilişki yaşadığım hakkında dedikodular çıkıyordu. insanlar da bana ona göre davranıyordu, hadsizlik yapmaya çalışıyorlardı anlarsınız ya hani. Kimseyle bir şey de yaşamadım tabii ki, yüz vermediğim bir şerefsizin ve arkadaş grubunun başının altından çıkıyordu hepsi.
Ben aştığımı düşünmüyorum, insanlardan uzak duruyorum ve kendi küçük çevremle mutluyum. Yaklaştırmıyorum kimseyi yanıma.
Ha bir de bu bahsettiğim olay çok iyi bir yerde oldu, şu an şöyle entelektüelim böyle eğitimliyim, kadın hakları savunucusuyum diye gezen şerefsizler yapıyordu bahsettiklerimi. O yüzden çalıştığım yerlerde filan da erkeklerle asla arkadaş olmuyorum ve gereksiz sohbetlere girmiyorum.
5.
çok şükür önemli bir şey yaşamadım üstteki yazılanlara çok üzüldüm gerçekten allah kimseye yaşatmasın. başıma gelen tek bir iftira olayı oldu, büyük bir kuzenim (iki çocuğu var kadının) annemden yirmi yıldır hırsızlık yapıyomuş ve ablam gibi görürdüm. onun çocuklarıyla büyüdüm sayılır yani. kendi annesinden de hırsızlık yapmış diye düşünüyo annem baya olayları var. bizim bunu kabullenmemiz baya uzun sürdü inanmak istemedik ama her şey ortadaydı. en sonunda bi gün yine yapınca annem bununla bizim eve gelmiş. konuşmuş büyüklük yapmış bak itiraf et aramızda kalıcak diye. bu da bağrınmış çağrınmış evde gezinmeye başlamış o sırada benim yatağıma fırlatmış aldığı parayı. o para da tam benim haftalık harçlığımdı babam bırakmış sanmıştım. babam yanına çağırıp ben sana paranı verdim mi bu hafta diyince farketmiştik olayı. resmen son çare bana yıkmaya çalışmış olayı şeytanlığı görüyo musunuz :d benim ailemin inanıcağı yok zaten her şeyi ortadaydı da akrabalara bizi kötülemiş benim yaptığımı söylemiştir. akraba dediğin de kahpedir yani kimse savunmadı bizi, bu kadınla da içli dışlılar. hepsine tavır aldık. gerçekten ülkenin de haline bakınca insanlar hırsızları seviyor.
6.
lise sonda büyük bir sınav stresi döneminde komşumuz tarafından evinden bir şey çalmakla suçlanmıştım ve eve sigarasını almaya beni yollayan da kendisiydi. ben öyle evine girip çıkmazdım da.
dağıldım, çok kötü hissettim ve sınav falan aklım dağıldı, odaklanamadım, konsantre olamadım.
bir iki hafta sonra başka bir komşu kendi kızının çantasından çıktığını söyleyerek parayı komşuya iade etmiş o da gelip özür diledi ama olan bana oldu.
hala travmamdır, kimsenin evine o yokken girip çıkmam, milletin arabasına bile o binmeden binmem vs vs
7.
Babamın eşinden defaatle yaşadım maalesef. suan şükür görüşmüyorum kendi her haltı yapıp başkalarını ahlak seylerle itham eden bir tipti hala uydurmaya devam ediyor babamın tercihi evliliğe devam etmek oldu ama en azından kadınla aynı ortamda görüşmüyoruz bir an önce hayatımızdan tamamen çıkmasını diliyorum.
8.
İş yerinde yaşadım hatta bu sebeple işimden oldum. Sonra dava açtım ve maddi, manevi tazminat aldım. Aldığım parayla araba alıp, aynaya da şirketin yakalığını astım. Ohhh içimin yağları eridi. Ama çok zor bir süreçti tabi dava uzadıkça uzadı, işsizlik falan filan, zordu. Geçtiği için seviniyorum. Allah düşmanıma yaşatmasın.
9.
Abimin eşi tarafından iftiraya uğradım. Abim eşinin söylediği yalanlara inanarak bana yalancı dedi. Ömrü hayatım boyunca 1 kişi bile beni yalancılıkla itham etmemişti. İşin ucunda ölüm olsa bile yalan söylemeyecek bir yapım var. Abimin beni tanımıyormuş gibi bu iftiraya inanıp beni bu şekilde suçlaması tarif edilmez bi yara açtı kalbimde. Abimle direkt iletişimi kestim. Ne konuştum ne yüzünü gördüm aylarca. Sonrasında bir hastalığı çıktı ortaya. Benim konuşmamama çok üzüldüğünü söylemiş aileme. Hastalık süresince benim yüzümden üzülüp, stres olmasın diye bu lafları yutup gittim sarıldım. Destek oldum. Artık bir sorun yokmuş gibi davranıyorum ama içten içe kendime yediremiyorum bu lafları. Hatırladıkça çok üzülüyorum. Abimin eşiyle de görüşmüyorum bu arada. Mecbur kalıp yüzyüze gelince de yok sayıyorum. Hiç orada yokmuş gibi davranıyorum
10.
ben birkaç kere yaşadım bunu. üniversite zamanlarında olmuştu bi, onu anlatmayı bırakın düşünmek dahi istemiyorum. diğeri ise şöyle: bir akrabamız borç istiyor babamdan, babam da altın var diyor onu vereceğiz. bu altınlar rahmetli annemin altınları, babam bana içinden seç bazılarını demişti saklamam için... sanırım annemin bileziklerinden birini ve benim küçüklükte taktığım bileziği seçmiştim, gerisi de bozulacak işte... akrabamız altınları bizden aldı, sonra bi gün geldiler bozmadan iade ettiler. ben de götürdüm yerine koydum. sonra gelip tekrar istediler. ben de yerinden aldım verdim. sonra ne oldu ne bitti neden kabak başıma patladı bilmiyorum, çünkü kuyumcuda yeniden tarttırmamışlar ve babamın ağzına bakıyorlar kaç gram olduğu konusunda. o noktada ne olduysa işte ayırdığım iki belki üç parça altının yerinde olmadığını öğrendi babam. ben de gerçekten bilmiyorum, eve gelen giden zaten yok. babam ne yaptı derseniz, bozdurdun mu? diye sordu bana kızıp bağırarak. öyle bir şey yapmamıştım tabii ki... sonra borç alan akrabamız, "biz iade edince eskilerinin yanına koymuştur tekrar geldiğimizde de onu vermiştir." demiş. gerçekten de ancak böyle olabilir ama sonra aynı akrabamız "ben öyle dedim diye siz de öyle diyorsunuz." demiş. babam uzun zaman beni bununla vurdu; bazen nefret saçtı bazen de hakka giriyoruz kozunu oynadı. halbuki ayırdığım iki-üç parça öyle aşırı fark edecek tutarlarda değildi bence. onlarsız kaç gram idiyse onu borç verdiğini düşünüp geri de o kadarını isteyebilirdi. başkalarına da böyle rezil olmazdım belki. çok uzattım ama yara oldu içimde bu konu.