seven erkek arzulamaz arzulayan erkek sevmez sözü hakkında?

1. psikanalizin öncüsünün sözü diye sormak ve farklı insanların görüşünü almak istedim

2. yakın bi kız arkadaşım uzunca bi süre sevgilisiyle beraber olmadı,aynı evde yaşamalarına rağmen.kız kendini hazır hissetmiyordu sevgilisi de hazır hissettiği anı sabırla beklemişti.bu tabi ki arzulamadığı anlamına gelmiyor bence arkadaşımı deli gibi arzuluyordu çünkü çok seksi bi kız(cnm okuyorsan muck bu arada)

3. Freud barzoymuş yanlış tanımışız demekki

4. Arzulamayı bilemem de ben de daha saf, çocuksu olduklarını gözlemledim aşık oldukları insanlara karşı. Biraz doğru gibi.

5. a3 arkadaşımın eşcinsel olmadığını biliyorum lezbiyen biriyle öpüşmüş eşcinsel mi diye anlayabilmek için ama hiçbir şey hissetmedim demişti.sevgilisini bilemem şahsen tanışmıyorum zaten

6. Süslü kaynağın , kitabın adı, nedir? Freud'u mesleğim için ve şahsi merakım yüzünden hatrı sayılır şekilde araştırdığımı düşünüyorum. belki siz farklı yorumlamışsınızdır en detaysız düşündüğümde bile freud'un böyle diyecek bir adam olduğunu düşünmüyorum. 

Kendi fikrimde velev ki herhangi bir insan böyle bir şey savundu kesinlikle doğru olmadığını düşünüyorum o zaman tüm seks yapan erkekler birlikte oldukları kadınları sevmiyor sonucunu çıkar ki bu da mantıken takdir edersiniz ki mümkün değil. 

7. A6 soru açıklamasında dediğim gibi cümleyi tam olarak aktaramamışım siz söyleyince kitaba baktım tekrar.

Aşkın psikolojisi kitabının ön sözünde; “Freud şöyle der:’Erkekler sevdiklerinde arzulamaz arzuladıklarında ise sevmezler.’”diye geçiyor cümle.

8. Çok saçma bence de. Arzulamayan biri sevgisinden ölse de olmaz ki. Sevgi ve aşk tek başına yeterli değil.

9. Freud erken çocukluk deneyimleri ve ebeveynlerimiz ile olan ilişkilerimizle kafayı bozduğu için ve freudun teorilerini bilen biri olarak freudun bakış açısından bir şeyler yazmaya çalışıcam. Şimdi bir çocuk için aile = güven ve sevgi. Anne baba ne kadar kötü davranırsa davransın atsan atılmaz satsan satılmaz gibi bir durum bizim için ve her türlü bi güven sağlıyor ebeveynlerimiz bize. Hayatımızın devamında da sevgi ve güven içinde hissedebilmek için çocukluğumuzdaki şartları yeniden oluşturmaya çalışıyoruz. O yüzden daddy issuesu olan kişiler aynı babasının karakterinde birini bulup evlenir. Kişinin Babası şiddet uyguluyorsa, eşinin de şiddet uygulayan biri olması yüksek bir ihtimal oluyor buna göre. Türk kültüründe de "gelin kaynana hamurundan olur" lafı var aynı mantık yine. Beyler o güven duygusunu taklit etmek için annelerine benzeyen kadınları ararlar. Eh bu noktada da bilinç düzeyinde olmasa da bilinçaltında bu beyler sevdikleri kişileri anneleri ile bağdaşlaştırıyor. Kimse öz annesi ile seks yapmak istemediği için, sevdikleri kadınlarla da bu yüzden seks yapmak istemiyor olabilirler. Gerçi seks yapmamak da pek olmadı (çünkü aseksüeller vardır) ama bahsettiğim durum "o kadar çok seviyorum ki dokunmaya kıyamam". ekşi sözlükte bu durumu konuştukları bir başlığa denk gelmiştim birsürü yorum vardı bu şekilde. Freudun bakış açısına göre bu şekilde bir açıklaması olabilir diye düşündüm ama pek doğru olmayabilir de çünkü freudu sevmediğim için derslerde öğretilen dışında açıp kendisini okumadım. Bu arada ben böyle olduğunu pek düşünmüyorum insan psikolojisi bu kadar genellenemeyecek kadar karmaşık. Bazı kişiler çocukluk tramvalarına yukarıda anlattığım gibi tepkiler verebilirler belki ama bazıları da vermez :d

Ayrıca freuddan bağımsız olarak, bizim kültürümüzde "sikmek" bir cezalandırma yöntemi olarak görüldüğü için, beyler sevdikleri kadınları cezalandırmamak için "sikmiyor" olabilirler. Küfürlerimiz hep erkeklerin cinsel organlarını birilerine sokmak üzerine kurulu. cinsiyetsiz küfür kullanmak bu yüzden önemli aslında. Çünkü kültür ne kadar dili etkiliyorsa, dili bu tip cinsiyetçi ifadelerden arındırmak, belli bir süre sonra kültürü de olumlu şekilde etkileyecektir. Kamu spotu yaptım resmen nerden nereye geldim lol neyse umarım bir şekilde yardım edebilir bu yazdıklarım

10. son cevap veren süslü bence güzel açıklamışsınız