süslü sözlük itiraf

25902. hayatta elde edilebilen şeyler çok kısıtlı. doğuştan bizde olmayan o şeyi elde etmeye çalışmak çok acı verici olabiliyor. hayat sürekli bi kabullenmeler silsilesi ve dünya bize hiçbir şey borçlu değil-çok çalışsak bile. şükür ya da tefekkür kavramı emeklerinin karşılığını almak için değil bundan geri olmamak için önemli kavramlar. hakettiğinin çok altında olsan bile.

iş bu entry londrada canary wharf'ta benden çok daha az emek verip daha az efor sarfedip iş bulabilenler için girilmiştir.

25901. ne zaman kuaföre gitsem veya parfüm denesem (ekstra: bugüne özel olarak gelinlikçide de) kendimi berbat hissediyorum. Belki de gelinlik provasında ve sonrasında parfüm seçerken de aynı şeyi hissetmek beni oldukça tetikledi. En mutlu olacağınız anıların bu şekilde baltalanması mide bulandırıyor. İnsan kendi gelinliğine karşı nasıl böyle soğur? Dünyanın en güzel gelinliği dahi olsa farketmez, soğuttular. Tarif edemeyeceğim bir aşağılayıcı tavırla karşılaşıyorum, neden bilmiyorum, nasıl aşılır bilmiyorum, kuaförlerden, high end ürün satan kozmetik mağazalarından (artık gelinlikçilerden de) hiç hoşlanmıyorum, insanların gününü mahvediyorsunuz. Her deneyen ürün satın almak zorunda değil, hatta almayacağına emin bile olsanız sadece merak ettiği için deneme hakkına sahip. daha varlıklı daha güzel müşterileriniz olabilir yine de bunu tavırlarınıza yansıtmak zorunda değilsiniz. Özellikle kuaförler olmak üzere gerçekten hizmetinize karşılık iyi para alıyorsunuz, buna karşılık bu kadar ilgisiz ve çoğu zaman özensiz olmanız hoş değil. Ek olarak size kibar davranmama karşılık olarak neden kibre kapıldığınızı asla anlayamıyorum, illa kötü mü davranılması gerekiyor karşınızdaki insana asgari ölçüde saygılı olabilmek için? sadece durumu daha iyi analiz edebilmeniz için söylüyorum bunu, iyi sayılabilecek bir maaş alan saygın bir mesleğe sahibim ve bunları ben de hissediyorum, hissettiriyorsunuz. 

25900. O kadar çok dyson istedim ki! Manifestledim filan bir sürü... Dyson'ı aldık, ne oldu? sayılı kullandım. 2 aydır aşırı saçım dökülüyor, olan saçım yarı hacmine düştü resmen. Şimdi dyson var, saçlarım elimde kaldığı için dokunmaya korkuyorum. Bir şeyi "çok" isterken çok dikkatli olmalıymışız.

Edit: ya sabır arkadaşlar!!! Dyson yüzünden mi saçım döküldü yazmışım???? Okuduğunuzu anlamak bu kadar mı zor? Sayılı kullandım, aleti aldım kullanmıyorum yazmışım dimi? 

25899. bir anlık gazla istifa etmiştim :d biraz yatar dinlenir sonra bir iş bulurum o kadar tecrübem var diye düşünüyordum şimdi de hiçbir yer başvurularıma dönmüyor diye stres yapıyorum. anlık gazla hareket etmeyin süslüler...

25898. Kendim liste yapsam hem fiziksel özellik hem zihinsel yetkinlikler için bu kadar iyi tarif edemeyeceğim biriyle bir araya geldik. Üstelik aynı şeyleri karşıdan da duydum. Ama olmayacak, koşullar bizi bir arada tutamayacak, tutmadığı gibi aramıza binlerce km mesafe koyacak. Madem böyle bir şey mümkündü, neden olmayacağını gözümüze soka soka önce önümüze koyulup sonra elimizden alındı ki? Varlığını ihtimalini hiç bilmesem çok daha iyiydi galiba.

25897. Yeni bir ruj keşfettiğimde elim ilk kırmızısını almaya gidiyor ama sadece yılda birkaç kez kırmızı ruj sürüyorum

25896. Aile hekimine gidip muayene olurken , doktor ruh halimi berbat görünce derdimi sordu anlattım. Şerefsiz eximden aşk hayatımdan filan bahsettik , "erkekler akıllanmaz "  kendimden biliyorum dedi. Doktorları seviyorum cidden, kendi branşıyla alakalı olmasa da yardımcı oldu psikolojik olarak. Arkadaşlarınla gez , saçını filan boyat diye tavsiye verdi bi de swh. Cidden birinin ruh halini farketmesi bile insana iyi geliyor .Muayeneden sonra kan vermeye gittim oradaki hemşireler de o kadar tatlıydı ki, biri karnı burnunda çalışıyordu yine de gülümsüyordu ilgileniyordu herkesle. Allah yardımcıları olsun bütün sağlıkçıların.

25895. Bir dönem birlikte ders aldığım bir çocuktan feci halde hoşlanmıştım. dalgalı simsiyah saçları vardı, utanınca hafifçe yüzü kızarıyordu, işini çok seviyor, sevdiği konulardan bahsederken sesinden neşe akıyordu. İşini tutkuya seven insanlara karşı saygım onu görünce başlamıştı. Bir gün çıkışta onunla gideyim diye yanımdaki kızı atlattım, koridorda ben metroyla gideceğim dedim, çocuk da duydu. O önde ben arkada çıkıyoruz okuldan, kampüsten inerken ben ona yetişeyim diye durup ayakkabılarını bağlamıştı :d yolda yürürken ona seslendim, geçip gitsem olmayacak bari beraber yürüyelim dedim, konuşa konuşa yürüdük, dolu metrolar biraz hafiflesin diye istasyonda uzunca sohbet ettik. Sonraki birkaç hafta daha bunu kendiğinden tekrar etmeye başladık, o kadar güzel sohbet ediyorduk ki bir sürü şey öğreniyordum o sohbetlerden. Sonra koptuk gittik, Yıllar sonra kütüphane çıkışında karşılaştık, bir çay içtik. bu kadarcık hikayeydi Ama adını yazdığı sms hâlâ duruyor telefonumda, hâlâ yüzü kızaran birini görünce onu hatırlıyorum. 

25894. Hetero olmasaydım kesinlikle kısa saçın yakıştığı bir kadınla olurdum, bazı kadınlara o kadar yakışıyor ki o hale bayılıyorum. 

25893. Ya çok merak ediyorum, toplu alanlarda anıra anıra gülüp, telefonu hoparlöre alıp bağıra bağıra konuşmayı kendinize nasıl hak görebiliyorsunuz? Havaalanının ortasında 20 kişi biz senin bağırışmalarını dinlemek zorunda mıyız? Mağaranızdan yeni mi çıktınız? Toplumsal kurallardan hiç mi haberiniz yok? Hiç mi kendinizi dışardan göremiyorsunuz? Şurada bu kadar sesi çıkan bir ben varım diye kendi kendini bir sorgular insan.

   Bi sus be kadın. Bir saattir vır vır vır. Az daha devam ederse dönüp abla bu sana az geldi herhalde, eline mikrofon verelim ulusa seslen istersen diyeceğim. Onu da anlamayacak, sorun çıkaran ben olacağım bu kez.