25771.
Acildeki 24. Saatimden bildiriyorum. Biraz içimi dökeceğim.
Meslekleri geçiyorum, hiçbir işin belli süreden uzun yapılması mümkün değildir.
Bir koşucuya hadi sen 24 saat koşacaksın şimdi senin işin bu denemez. Bir öğretmen çocuklara 24 saat ders anlatamaz. Boyacıya tamirciye sen burda 24 saat bu işi yapacaksın diyemezsiniz. Ne bileyim, bin tane örneğini sayarım burda bunun. Ulan 2 saatlik filmin bile 15 dakika arası var.
nasıl bir doktorun "acil" serviste 24 saat nöbet tutmasını beklersiniz?
Bunun benimsenmiş ve onaylanmış bir durum olmasını geçiyorum, ben bunu kendim yapmak istiyorum desem beni durdurmanız gerek. Akıl tutulması mı yaşıyorsunuz?
24 saat ya.
Kalp krizi geliyor, 5. Kattan düşen geliyor, apandisit geliyor, beyin kanaması geliyor, akciğer ödemi geliyor, bunların yanında da tonla ıvır zıvır, kıçım ağrıyor, başım ağrıyor, ayakkabı vuruyor, kirpik dibim ağrıyor, grip oldum, saçım dökülüyor acile geldim diye elini kolunu sallayan geliyor. Sonuç olarak bu insanlardan bazıları ciddi ciddi burada ölüyorlar, sevk oluyorlar, servislere yatıyorlar, ilaçları reçete ediliyor, bir şekilde kategorize ediliyorlar.
24 saat içerisinde hadsizce bir kısmı bağırıyor, öbürü hakaret ediyor, benim sinirime damarıma basıp basıp sağlıklı kafayla 24 saat boyunca yorulmadan, dikkatim dağılmadan, hiçbir şey atlamadan, vebale girmeden hayat kurtarmamı mı bekliyorsunuz?
Öğle aram yok ya benim. Yoruldum mu, uykum mu geldi, acıktım mı, dikkatim mi dağıldı, kimsenin umrunda değil.
Beni geçiyorum, emanet ettiğini onca cana da mı acımıyorsunuz?
Ben ben olsam, anamı, babamı, çoluğumu, çocuğumu 24. Saatindeki nöbetçi "bana" getirmem.
Uykum var arkadaşlar. İnsani bir şekilde yoruluyorum. Ben bir noktadan sonra tetkikleri çift görmeye başlıyorum, söylenilenleri 3 kez tekrar ettirmeden anlayamıyorum. Kime neyi emanet ediyorsunuz?