yeni
popüler
sorular içinde ara
yeni soru sor
son sorular
son cevaplar
kategoriler
  • süslü
  • moda alışveriş
  • kuaför & güzellik merkezi
  • sağlık
  • spor
  • gönül işleri
  • aile arkadaş ilişkileri
  • cinsellik
  • eğitim & kariyer
  • seyahat
  • pet
  • sanat
  • bürokrasi
  • diğer
girdi yaz
medya ekle
  • linki kopyala
  • şikayet et
  • girdiler (2252)
  • medya (8)
ilk sayfa
önceki sayfa

1961. star'da iki film izleyerek pazar gününü açtım bugün.

ilki ''zehir hafiye'', kemal sunal'ın son dönem filmlerinden biriydi.

---spoiler---

filmi hiç beğenmedim. cemal kendini polisiye romanlara kaptırmış bir adamdır, taksicilik yaparken bir gün zeynep'le karşılaşır ve aşık olur. film ilgi çekici bir biçimde başlıyor. şemsi inkaya da sunal'ın ev arkadaşını canlandırıyor ve filme olumlu yönde katkısı olmuş. fakat filmin türü polisiye-komedi'den romantik komediye dönmüş. cemal'le zeynep arasındaki yaş farkının gözle görülür bir biçimde açık oluşu, zeynep'in cemal'i kullanması , filmdeki eril ifadeler , filmin çok basit bir şekilde bağlanan kötü sonu falan. eski filmlere göndermeler de var. ilk yarı iyiydi ama ikinci yarı bitmeyecek zannettim. ustanın vasat filmlerinden biri olmuş, önermiyorum.

---spoiler---

ikincisi ''richard the stork'', dilimize ''bak şu leyleğe'' ismiyle tercüme edilmiş. oldum olası animasyon filmleri ve kuşları severim, bu filme de bayıldım. kendini leylek sanan serçe richard, sürekli dışlanan bir baykuş olan olga, şarkıcı olmak isteyen bir papağan kiki üzerinden bir yol hikayesi anlatılmış. günümüzün önemli sorunlarından biri olan kuraklıktan tutun yönetmeliğe uygun yapılmayan yapılara, sosyal medya bağımlılığına kadar çok ince göndermeler ve espriler vardı. çocuklarla gönül rahatlığıyla seyredebilirsiniz ama yaşınız kaç olursa olsun tek başınıza da seyredebilirsiniz. kesinlikle tavsiyemdir.

3 ocak 2021 15:34

1962. I, Tonya: biyografik olması ve oyunculuk kalitesi gerçekten nefes tutarak izletiyor insana. Seyir zevki yüksek bir filmdi

3 ocak 2021 15:45

1963. Dün üst üste 4 bölüm x files izlemenin bana verdiği yetkiye dayanarak bugün the signs izledim. Üzücü, komik ve gerilimi yüksek bir filmdi.

3 ocak 2021 17:47


1964. Tenet'i izledim. Klasik nolan filmleri gibi değişik senaryosu ve aksiyonlu sahneleri var fakat bir inception kadar etkileyici değildi.

4 ocak 2021 03:10

1965. bu hafta izlediklerim:

-forrest gump (Dram/Romantik)

-bağlanmak yok (Romantik Komedi)

-the holiday (Romantik/Komedi)

-boyun eğmez (Savaş/Dram)

-boyun eğmez-kefaret yolu (dram)

şu anda da twelve monkeys ( Bilim Kurgu/Gerilim) izliyorum

4 ocak 2021 03:29

1966. woody allen'dan wonder wheel. oyunculuklar ve renkler ne kadar güzelse senaryo da bir o kadar yüzeysel kalmış, izlenilebilir ancak beni tatmin etmediği yerler oldu. allen seyircisini bol bol diyalogla ve nevrotik karakterlerle doyurmuş. daha önce yönetmenin blue jasmine'ini izlemiş ve çok sevmiştim, yer yer iki filmi karşılaştırdığım da oldu.

---spoiler---

yönetmen filmin başında dördüncü duvarı yıkarak seyircisini mickey aracılığıyla uyarıyor, bu filmde gerçeküstü karakterleri izleyeceksiniz, bütün bunlar bir film ve bu bir melodram, mutlu son bekliyorsanız başka kapıya.

ginny, jasmine kadar kolay empati kurulabilecek bir karakter değil. sıkışmışlığı bir yere kadar seyirciye geçiyor ancak yaptığı her şey zamanla antipatikleşiyor. bir yanda masum carolina, bir yanda kötü üvey anne ginny.

carolina'nın ''heyecanlandıran'' gangster seçimi, ginny'nin ''arkadaşlık aşk değil'' sözleri vb. allen'ın red pillci olduğunu düşündürecek kadar göze sokuluyor. blue jasmine de de ginger'ın hikayesi benzer bir yapı üstüne kuruluydu.

çocuğun sürekli etrafı ateşe vermesinin altında yatan psikolojik sebebi merak ettim. ilgi çekmek için yapıyor olabileceğini yazmışlar. ben annesini-babasını hatırlatan ve hayata karşı öfkelendiği yerlerde etrafı ateşe verdiğini düşündüm.

carolina ve mickey arasındaki ilk görüşte aşk da seyirciye zerre geçmedi. aralarında uyum yoktu ve belki de mickey, carolina'yı kurtuluş olarak gördü. ginny'nin susanna'yı uyarmamasıysa büyük cesaretti. ya mickey her şeyi itiraf etmemiş olsaydı, ikili restoranttan birlikte çıksalardı, ginny sevdiği adamı da kaybedecekti. ikinci ihtimalde de kaybetti zaten.

filmin sonunu tek bir cümleyle özetlemem gerekirse, yorgan gitti kavga bitti. ginny kurtuluşu olarak gördüğü adamı, humpty ise saplantılı bir biçimde bağlı olduğu kızını kaybetti ve evdeki çatışma ortamı sona erdi. geçmişe bağlı olan ve zamanında sevdiği kişiyi kaybetmiş ginny'di, yanına humpty eklendi.

---spoiler---

4 ocak 2021 21:37 4 ocak 2021 22:59

1967. hereditary

imdb:7.3/10

korku filmi.

hayatımda izlediğim en absürt korku filmlerinden biriydi. kötü demiyorum ama tuhaf yani özellikle son dakikalar filan o kadar tuhaflaşıyor ki bir kabusun içinde olduğunuzu düşünebilirsiniz. sadece biraz yavaş akıyor. yılbaşı gecesi arkadaşımla izledik. "sen olmasan ben filmi çoktan kapatmıştım" dedi çünkü sahneler yavaş akıyor ama her sahneye ayrı ayrı özen gösterilmiş.

bir korku filmi olarak tavsiye ederim acıkcası.

5 ocak 2021 18:34


1968. Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile. Ortalamanın biraz üzerinde. Oyunculuklar ve görüntü kalitesi çok iyi. Sürükleyici bir film. Çok aksiyonlu ya da heyecanlı değil.

5 ocak 2021 23:23

1969. the intouchables (can dostum) - 2011

gerçek hayattan uyarlanmış, boynundan aşağısı felç olan bir adam ile kendisine yardımcı olması adına işe aldığı yardımcısının hikayesini anlatıyor.

6 ocak 2021 21:50

1970. woody allen'dan magic in the moonlight'ı izledim. masalsı, incelikli bir film. colin firth ve emma stone başrollerde.

---spoiler---

şimdiye kadar izlediklerim içinde en fazla not aldığım film bu olmuş. cidden dolu dolu ve düşündürücü repliklerle doluydu ama yönetmenin en az sevdiğim filmlerinden biri oldu bu. hikaye 1920'lerde geçiyor ve o dönemi hissettirmekte başarılı olduğunu söyleyebilirim. romantizm ön planda, ortada bir merak unsuru var ama cevap çok göz önünde duruyor. izleyiciyi salak yerine koymadığı için takdir etmek lazım, makul bir şeyin bir adet cevabı olur çünkü, izleyiciyi plot twist üstüne plot twist yapıp deli etmeye gerek yok. heyecan unsuru kaçıyor ama olsun. blue jasmine'in nevrotik hallerini, wonder wheel'ın dramatik yapısını, irrational man'in sürprizli ve zekice sonunu sevmiştim. bu film de iyiydi hoştu ama sonuna doğru zor aktı, yordu biraz.

---spoiler---

7 ocak 2021 18:58