yazarların bugünkü öfke sebepleri

33. ebebek, yeni anne olmuş, durumu gayet iyi olan bir içerik üreticisine, içi nispeten dolu bir paket göndermiş. o paketteki ürünlere hiç ihtiyacı olmadığına eminim. şu paketlerden acaba ihtiyaç sahiplerine veriliyor mu ya? durumu iyi olmayan ya da içerik üreticisi olmayan yeni annelere şıklık yapıp gönderiyor mu mesela?

bıktım artık bu markaların politikasından. her yeni çıkan ürünü, hep aynı kişilerin evlerine yığıyorlar. 'teşekkürler' story'si sonrasında bir kere bile kullandıklarını görmediğimiz o ürünler. gönder mesela kyk'da kalan bir üniversite öğrencisi kadına. bırak influence etmesin kimseyi. ama o da kullansın. ancak bu şekilde lovemark yaratabilirsiniz. bu haliyle ise hatemark olmaktan öteye gidemiyorsunuz.

sabah sabah öfkeme bakın. ama artık bıktım gerçekten markaların içerik üreticileri ile bu samimiyetsiz bağından. asıl kullanıcılarını görmezden gelmelerinden. bu bahsettiğim 'influencer' öfkesi değil bu arada. ben de içerik üreticisi olsam, ben de ürün gelmesini isterdim yani, burada açık olalım :D benim öfkem markalara. onların da çok umrundaydı.

32. süslüler bi tane iş görüşmesine gittim. iş görüşmesi yaşadığım şehirden farklı bir şehirdeydi. iş ilanında maaş bilgisi yazılıydı ve lojman imkanı olduğu yazıyordu. malum bu kira fiyatlarında oldukça mantıklı geldiği için başvurdum.

neyse ilk görüşmeyi online yaptık oldukça olumluydu. sonra bugün görüşmeye çağırdılar işte gittim bende. kademe kademe ik'dan yöneticiye derken hepsiyle görüştüm. kurucuyla görüşmem ise rezaletti. şu an elim boş dönüyorum ama üzüntüden ziyade öfke duyuyorum.

adam sanki ik ile hiç görüşmemiş gibi bana bugün içinde sorulan soruları baştan sordu. ilgilenmediği o kadar belliydi ki. sorduğu sorular da nerde okudun bilmem ne hani böyle stratejik sorular değil. neyse adam bana dedi ki sen toysun daha yaşın 24 olmaz burda yapamazsın. işte dedi burda yaşamanda bi sıkıntı var mı yok dedim lojman imkanınız varmış daha sabah söylediler yerleştiririz diye dedim, yanımda ikcıya dedi ki işte bu lojman olayını kaldıralım demiştik dün, artık kaldırıyoruz işte sadece bu şehirde yaşayanları kabul edelim. başvuru formunda ne yaşın sorun olacağından bahsettiniz ne bunun dedim al işte sen ne desem ters anlıyorsun olmaz burda dedi. bi de övünür gibi diyor ki ben burada insan aşağılıyorum sen aşağılandığında kaldıramazsan. 

bu nedir ya? sen nesin kimsin neyinle övünüyorsun? benim öfkem neye biliyor musunuz süslüler böyle profesyonellikten uzak çalışan şirketlere. adam potansiyel çalışanının yanında lojmanı kaldıralım diyor, zaten dolarla maaş veriyoruz yol masrafını da ödüyorduk artık bunu kaldırdık diyor. birbirlerinden haberleri var mı? sanmam. kaldı ki şirketin de ne bok olduğu belli adam ne cvye bakıyor, ne istediği özellikleri net bir şekilde söylüyor. adam bana diyor ki ben 52 yaşındayım sen 24, ben 36 yaşındayken sen 8 yaşındaymışsın. eee? ne çirkin muhabbetler ya. ben bıktım bu ülkeden de profesyonellikten uzak olan, çalışan aşağılamayı normalleştirip aşağılanmalara direnmeyi bir kriter olarak belirleyen insanlardan.

yazıklar olsun. tek üzüldüğüm iknın da diğer yöneticilerin de çok olumlu konuşup bana bunca yolu bir umutla çektirmeleri oldu. ben salak değilim şu ekonomide kiralar bu kadar pahalıyken o maaşa şehir değiştirmezdim. ik onlineda defalarca kez evet lojman imkanımız var kalırsınız  dediği için geldim. kaldı ki kurucuyla görüşmeden bir saat önce görüştüğümüzde de evet lojmanları artırdık yerleştiririz sizi demişti. şimdi elim boş dönüyorum. ha yine o adamla çalışmadığım için mutluyum hayırlısı buymuş diyorum ama yaşımın sorgulanmasına mı kızayım, lojman var kaldıralım yok zaten çok para veriyoruz diye bu tür muhabbetlerin yanımda yapılmasına mı yanayım bilmiyorum.

tek bildiğim benim bu ülkede kendim için bir şey yapacak hevesim kalmadı.

31. Sabah sabah instagram keşfette bakınıyordum, kwai isimli bir video paylaşma uygulamasının reklamını gördüm. Fazla açık olmak istemiyorum bu konuda ama her türlü yobazlığı video çekip paylaşmışlar, "x, y'ye bunu yaptı" temalı clickbait'lerle fotoğrafını paylaşıp birkaç videoyu kolajlamışlar. Açıklama kısmına da "dünyanın farklı yerlerinde yaşanan olayları keşfet" tarzında bir yazı. Dünyaya rezil olduğumuza mı, bizim milletin ne kadar yobaz olduğuna mı, bu reklamın yayınlanmasına izin verenlere mi yoksa bunların böyle bir içerik paylaşma cesaretine mi öfkeleneyim ben şimdi. Egm'ye mail attım, umarım hak ettiklerini bulurlar. Medya eklemek istemiyorum, merak eden olursa özelden fotoğraf atarım.

30. Öfke mi yoksa şok mu emin değilim ama,

Galata'da kendini yakan kişinin videosunu bugün izledim. Sebebi, kim olduğu bunların hepsi bambaşka mesele ama videodaki neredeyse herkes ellerinde telefon adamı kameraya çekiyor. Gerçekten çok mu önemli böyle bir videoya sahip olmak, bakıp bakıp "anı işte" mi diyeceksiniz, torunlarınıza anı mı bırakacaksınız? Yoksa instagramda paylaşıp herkes görsün mü istiyorsunuz? Asla mantıklı yada insani bir motivasyon olamaz bu hareketin arkasında. Tiksinecek milyon sebep var zaten yaşadığımız zamaan hakkında, bir yenisi eklendi. Bir insanın kendisini yakışını izlemek zaten başlı başına canice. Ya yardim et, etmeyeceksen defol git. Videoya çekmek nedir ya

29. benzine yine gelen zam. akabinde izmirin de hemen etkilenip her hafta yaptığı rutin zamma yenisini eklemesi. he bir de şehirin leş gibi kokması.

28. Açıkçası herkese nerede çalıştığının sorulmasının kaba olduğunu düşünüyorum. Daha yeni tanıştığın bir insanla işi üzerinden muhabbet etmek çok sıkıcı değil mi? Ben kimseye nerede çalıştığımı veya neden çalışmadığımı anlatmak istemiyorum. Sıkıldım.

27. Yağmur vardarın hikayesinden geliyorum kusura bakmayın ama patlamam gerekiyor artık. İki kediye işkence yapılmış, kulakları kesilip burunlarında sıgara söndürülmüş. Ben kanıyorum, içime içime çığlıklar atıyorum. Lanet olsun böyle dünyaya lanet olsun böyle adalete lanet olsun böyle insanlığa müslümanlığa. Ne bebeğin değeri var ne insanın ne hayvanın ne ağacın. Ulan bu ne biçim ülke. Birgün uyanıyoruz onun boğazı kesilmiş bir gün köpeğin patileri birgün kedinin kafası birgün hastalığının ülkede tedavisi yok diye minnacık bebek ölüyor. Ya ben hiçbirşey yapamıyorum izliyorum herşeyi uzaktan elimden birşey gelmiyor. İçimde fırtınalar kopuyor depremler oluyor, atatürkün adını duyuyorum başımı eğiyorum ben.

Eyyy yüce türk milleti maskara oldun, kepaze oldun, sersefil oldun. Ne hayvanını koruyabildin, ne kadınını, ne çocuğunu, ne de insanlığını. Elhamdülillah müslümanız değil mi? Keşke önce insan olsaydık. Merhametli, saygılı, adaletli olsaydık. Caniler, sapıklar, sadistler dışarıda biz başımıza ne gelecek korkusuyla evde savunmasız canlılar bu sapıkların elinde. Allah kahretsin ya. Gel bu ülkede evlen, birini sev çocuk yap akıl karı mı ya. Nasıl uyur insan nasıl yaşar?

Tüm hayvanları almak istiyorum, kocaman bir çiftliğim olsun hepsine sahip çıkiym, tüm bebekleri iyileştiriym, tüm işsizlere iş evsizlere ev veriym istiyorum. Doğaya sahip çıkiym, ormanlar dikiym istiyorum. Kendime bile sahip çıkamıyorum anca evde oturmuş ağlıyorum. Böyle dünyaya gelen kafama tükürym. Hayret bişey ya!

26. çoğu kişiye göre bu bir gereksiz duyar niteliğinde olabilir ama anlatmak istiyorum.amfide dersteyiz, gerçekten çok kaliteli ders anlatan, zaman zaman teknik bilgi dışında "hayat" dersi de veren, dünyaya nasıl bakmamız gerektiğini kendi deneyimleriyle bize çok güzel aktarabilen bir hocanın dersi.arkamda oturan üç beş kız sürekli gülüşüyor, "bir sus hoca ya, sal artık bizi, hoca boş yapma yaaa" gibi berbat bir mahalle ağzıyla konuşuyorlar.ders arası geldi, hoca daha sınıftan çıkmadan yüksek sesle " ay kusacaktım sonunda yaa" diye dalga geçerek çıktılar. ağızlarında sakız, hayaller boş, amaçlar yok ve bu insanlarla aynı bölümü okuduğuma üzülüyorum.ülkemizde öğrencilerin üniversite diploması almış olması öğrenciyi olması gereken insan yapmış olmuyor maalesef.ben bir hocaya soru sorarken bile kırk kere düşünüyorum doğru bir üslup kullanayım, dersi iyi dinleyeyim gibi, bu sadece saygıdır. bu saygı o kişi hoca olduğu için değil, her şeyden önce senden yaşça büyük ve belli ki bulunduğu konum gereği bizden çok fazla bilgi ve donanıma sahip.genç arkadaşlarımızın herhangi bir eğitim kurumunda en azından ders ile alakası yoksa bile saygı çerçevesinde davranabilmelerini diliyorum, aksi halde gelecekte jenerasyonumuzun ülkeyi ileri taşımaktan ziyade çok daha vahim durumlara getirecek olmasından korkuyorum

25. nilüfer turizmi tercih etmeyin, edeni şiddetle uyarın. bu nasıl bir sorumsuzluk ki otobüsün anahtarını kaybettiler. Biletsiz ve ayakta yolcu bile alıyorlar. kendimi güvensiz ve eve ulaşamayacak gibi hissediyorum. dualarınızı bekliyorum.

inşallah yolda polis çevirir amin.

24. İnsanlarımızın medeniyetten anladığı tek şey istediğini giyip, istediği gibi yaşayabilmek sanırım.Ülkenin en modern(!) şehirlerinden birinde otobüs için sıra beklerken (gizlinot: Kendimi Japonya'da metro sırası beklermiş gibi hissediyordum hâlbuki) otobüs geldi ve arka sıradakiler bir anda otobüsün kapısına doğru yöneldi.Ben wtf modunda duraksarken insanlar bağırıp tartışmaya başladı.Sonra otobüs kalkıp gitti ya la öyle kaldık ben ve arkamda sıra bekleyen birkaç kişi.O yüzden bugünkü öfkem toplumumuzun sessiz,sakin ve kurallara uyan insanlara karşı olan tavrına karşı.Bizden bir cacık olmaz!