17. son zamanlarda çok önemli gelişmelerin yaşandığı cinayet dosyası.
olay günü ile ilgili ortaya çıkan iki önemli gizli tanığın ifadesi olayla ilgili çok büyük soruları cevaplıyor.
ilki evin mutfağında elinde kanlı bıçakla nedim tuğaltay'ı yani çağlanın babasını gördüğünü söyleyen tanık. bu tanık o gün nedimi gördüğünde önce hayvan kesiyor sanmış ama daha sonra ruh halini de anlayınca cinnet geçiriyor ve kendisin kesiyor sanmış çünkü kanlar içerisindeymiş. nedim sen napıyorsun diye seslendiğini nedimin de onu görünce gittiğini söylüyor. tanığın güvenilirliği şuradan belli bu görüdklerini komşularına hatta sanırım savcı olan yeğenine bile söylemiş. zaten ekşi sözlükteki binlerce bilgi arasında "babayı elinde bıçakla görmüşler" sık sık yazılan bir iddiaydı.
babanın hiçbir yayına çıkmadığını, yüzünü asla göstermediğini de belirtmek lazım. bunun sebebi de görülmüş olmasıymış.
ikinci tanık ise çağlanın o dönem sevgilisi olan hüseyini olay günü koşarak kaçarken gören kadınlar. apartmanlarının önünde o gün bir çocuğun can havliyle koşarken yorgunluktan oturup dinlendiğini hatırlıyorlar. hüseyinin fotoğrafı paylaşılınca hepsi o çocuğun bu çocuk olduğundan emin.
ve benim için çok aydınlatıcı bir yayın olan burak güngör'ün kanalındaki handan hanımla yaptığı yayın. ben handan hanımı çok takdir ettim. her şeyi gerçekten şeffaf bir şekilde anlattığı belli. ilker'den bahsederken iyi bir çocuktu efendiydi diyor, ilkerle çağlanın arası kötü iddialarına ben bir şey bilmiyorum diyor. ne aileyi, ne ilkeri kötülüyor. kimseyi hedef göstermeden sadece olanları anlatıyor. sağdan soldan yazılanlardan okuyorduk hep bizzat olayın tanığından dinlemek beni çok mutlu etti. merak edenlerin bu yayını da izlemesini tavsiye ederim.
buradan çıkarımım senelerdir ilkerin üzerine gidiliyor ama belki de baba işledi. cinayet motivasyonunun ise çağlanın erkek arkadaşı ile alakası olduğu kesinleşti. zira hüseyin çok net bir şekilde konuşmayı reddediyor.
gelelim benim için en önemli noktaya. ben katilin aileden biri olduğuna tek bir detayla ikna oluyorum. o da ailenin bir avukat bile tutmaması ve çağlanın katilini hiç aramaması.
peki bu kadar çelişkili ifade, eksiklik, hata, bütün kamuoyu ayağa kalkmış insanlar aylardır bu işin peşini bırakmıyorken hiçbir şey yapmayan savcılık. aile aramıyor, savcılık neden aramıyor, neden hiçbir şey yapmıyor diye çok düşünüyordum.
nedim beyi elinde bıçakla gördüğünü söyleyen tanığın ifadesi bir ay boyunca alınmamış. böyle bir dosyada belki de katili gördüğünü söyleyen bir tanığın ifadesi nasıl alınmaz? av. ümit bey bunun üzerine zehir zemberek bir yayın yapmış ve bu yayından bir gün sonra tanığı ifadeye çağırmışlar. ama nasıl çağırmışlar? yaşlı ve yürümekte zorlanan kadını arayıp 10 dk içerisinde gelmesini söyleyen polis memuru kendisinin başka bir işi olduğu ve on dakika içerisinde gelmesi gerektiğini söylemiş. ben avukatım ve polislerle de uzun bir süre çalıştım. birinin ifadesini alacaklarsa şu gün gel ifadeni ver derler. öyle gel on dakikam var sadece falan bunların hepsi işi zorlaştırma. kadına zorluk çıkarma. bir memur bunu durduk yere yapmaz. kadın apar topar tek başına çıkmış gitmiş ve gitmeden güzelce tembihlemişler ifadeyi imzalamadan önce oku diye. ve kadın ifadeyi okuduğunda nedim tuğaltayı elinde bıçakla gördüğünü söylediği kısmın polis memurları tarafından ısrarla ifadeye yazılmadığını görmüş. hatta bir de polis memuru "nedimle gülnur şurdaymış bak öyle diyorlar" vs. diye tanığı yönlendirerek kadının ifadesini değiştirmeye çalışmışlar. tanık ifade verirken yönlendirmeyi bırakın yönlendirici soru bile sorulmaz. bu polis memuru durdukyere tüm kamuoyunun takip ettiği, peşinde bir sürü avukatın insanın olduğu, her gün haber bültenlerine çıkan ünlü bir dosyada böyle bir davranışta bulunabilir mi? hayır tabii ki. o zaman polis memuruna birinin böyle davran dediği açık. bir de canla başla senelerdir medya kanallarında kendisini ailenin masum olduğuna adayan, ortaya yalan yanlış bir sürü bilgi atan gazeteciler var. bu da çok ilginç. çok düşündürüyordu beni durduk yere bir insan kendisini bu kadar niye adar diye. bunun da sebebi belli olmuş oldu. sıradan bir şişli esnafının eli kolu nasıl bu kadar uzun olabilir ben bilemem. ama bu dosyanın yukarıdaki birilerinin eli ile çözülmemeye çalışıldığı belli.
hiç inanmak istemezdim ama çağlanın katilini/katillerini bulması gereken insanların çağlanın katilini korudukları da malesef doğru gibi gözüküyor. bu işe bulaşan herkes çağlanın katillerinden daha suçlu. yazıklar olsun demekten başka hiçbir şey bulamıyorum.
çağla diğer insanlar gibi benim de sık sık aklıma geliyor. çağlanın ruhunun rahat olmadığı ve bizi de rahat bırakmadığı belli. bu dünyada hakettikleri cezayı aldıklarını biz göremeyeceğiz belki ama yine de ben bu olaydaki tüm suçluların yanına kar kalmaması için dua etmeye devam edeceğim.
edit: buyurun olayın tek tanığı gökçenin cinayetin ardından yazılı ifadesi alınmamış. daha ne olabilir.